CEBELİTÂRIK

جبل طارق

İspanya’nın güneyinde aynı adı taşıyan dağın eteğinde kurulmuş kasaba ve Avrupa ile Afrika’yı birbirinden ayıran boğaz.

Cebelitârık, İspanya’nın güney vilâyetlerinden Cádiz’in (Kadis) güneybatısında, kalkerli kayalıklardan oluşan 425 m. yükseklikte bir dağdır. Bu dağın eteğinde kurulmuş olan kasaba ile Kuzey Afrika’yı İberik yarımadasına bağlayan boğaz da aynı adla anılmaktadır. Daha önce Calpe adını taşıyan ve eski çağlarda Akdeniz havzasında yaşayan toplumlarca dünyanın batı istikametindeki en son noktası olarak kabul edilen söz konusu dağ, Endülüs fâtihi Târık b. Ziyâd’ın 92 (711) yılında ordusuyla birlikte ilk ayak bastığı ve askerî karargâh olarak kullandığı yer olması sebebiyle İslâm kaynaklarında “Cebelü Târık” diye adlandırılmıştır. Bu isim İtalyanca’ya Cebiltarre, öteki Avrupa dillerine de Gibraltar şeklinde geçmiştir. Cebelitârık’a İslâm kaynaklarında Cebelü’l-feth de denilmektedir.

Muvahhidler’in Endülüs’e geçişine kadar Cebelitârık ve eteğindeki koy daha ziyade muhtelif cins gemiler için bir sığınak mahalliydi. Endülüs Muvahhidler’in hâkimiyetine geçince (540/1145) Muvahhid Hükümdarı Abdülmü’min (1130-1163) Afrika seferinden dönüşünde İşbîliye’de bulunan veliahdı Yûsuf b. Abdülmü’min’e haber göndererek hıristiyanlara karşı düzenleyeceği seferlerde karargâh ve kışla olarak kullanmak üzere Cebelitârık’ın eteğinde bir şehir kurmasını emretti. Bunun üzerine Yûsuf, Gırnata’da bulunan kardeşi Osman’ın da yardımıyla çok sayıda usta ve işçi toplayarak 554-555’te (1159-1160), içinde büyük bir cami, saray, resmî binalar, kışla, güzel bahçeler ve su dağıtım şebekesinin bulunması planlanan şehrin inşasını başlattı. Şehrin mimarının Hadîdî lakabını taşıyan bir kişi olduğu anlaşılmaktadır. İnşaat devam ettiği sırada Kastilya (Castilla) Kralı VIII. Alfonso Kurtuba’ya hücum etmişti. Bunun üzerine Muvahhidler Endülüs’e yardıma geldiler. Her ne kadar Endülüs’ün batısının büyük bir bölümünü kontrolleri altına almayı başardılarsa da doğu bölgesini elinde bulunduran ve hıristiyanlardan destek sağlamış olan İbn Merdenîş karşısında aynı başarıyı gösteremediler. Ayrıca İbn Merdenîş,


Muvahhidler’in bu sırada kendi iç meseleleriyle meşgul olmalarından faydalanarak sınırlarını batıya doğru genişletmek istedi. Bunun üzerine Mağrib’de bulunan Muvahhid Hükümdarı Abdülmü’min bizzat Endülüs’e geçti. Askerleriyle birlikte oğlu tarafından Cebelitârık’ın eteğinde inşa edilen şehre yerleşti; ayrıca Endülüs’e geçiş gayesinin hıristiyanlar karşısında zafer kazanmak olduğunu ifade etmek üzere bu şehre “Medînetü’l-feth” adını verdi. Abdülmü’min Cebelitârık ve Medînetü’l-feth’i üs olarak kullanıp hem hıristiyanlara hem de İbn Merdenîş’e karşı başarılı seferler düzenledi.

Endülüs’te Muvahhidler hâkimiyetinin sona ermesine paralel olarak hıristiyan krallıklarının Endülüs üzerindeki baskıları da önemli ölçüde arttı. Bu durumda Gırnata ve çevresini ellerinde bulunduran Nasrîler (Benî Ahmer), o sırada Muvahhidler Devleti’ni yıkarak Mağrib’in büyük bir bölümünü hâkimiyetleri altına almış bulunan Merînîler’den yardım istemek zorunda kaldılar. Merînîler Endülüs’e geçtiklerinde Cebelitârık ve Medînetülfeth’i karargâh olarak kullanıp hıristiyanlara karşı cihad yaptılar. Ancak bir süre sonra Gırnata emîri ile Merînî Hükümdarı Ebû Yûsuf’un arası açıldı. Gırnata emîri Merînîler’in Endülüs’e geçmesini engellemek için Kastilya Kralı X. Alfonso ile antlaşma yaptı. Bu ittifak her ne kadar Merînîler’in Endülüs’e geçmesini engellediyse de ittifaka taraf olan Kastilya kralını Endülüs topraklarını işgal fikrinden alıkoymadı. Nitekim 709 (1309) yılında Alonso Pérez de Guzmán el-Bueno Kastilya Kralı IV. Ferdinand adına Cebelitârık’ı istilâ etti. Gırnata Emîri Muhammed b. İsmâil Merînîler’i yardıma çağırmak zorunda kaldı. Bunun üzerine Endülüs’e geçen bir Merînî ordusu 733’te (1333) Cebelitârık’ı geri aldı. Ancak çok geçmeden bu ordu, müttefik Portekiz ve Kastilya ordusu önünde yenilgiye uğradı. 741’de (1340) Kastilya Kralı XI. Alfonso Cebelitârık’ı kuşattı; ancak başarılı olamadı. 756’da (1355) Merînî Valisi Süleyman b. Dâvûd’un idaresinde olan Cebelitârık 1410-1462 yılları arasında Nasrîler’in elinde kaldı. Daha sonra Şezûne (Sidonia) dükü tarafından istilâ edildi. Cebelitârık’ın hıristiyanların hâkimiyetine geçmesinden sonra Endülüs müslümanları Mağrib ile irtibatlarını sağlayan önemli bir stratejik noktayı kaybetmiş oldular. Nitekim bundan sonra Mağrib’den gerekli yardımın sağlanamaması sebebiyle elde kalan Endülüs şehirleri teker teker kaybedildi ve nihayet 897’de (1492) Endülüs’te İslâm hâkimiyeti tamamen sona erdi. I. Isabella 1502’de Cebelitârık’ı İspanya Krallığı’na kattı. 947’de (1540) Barbaros Hayreddin Paşa’nın Cebelitârık üzerine bir sefer düzenlemesi üzerine şehir V. Karl tarafından iyice tahkim edildi.

XVI. yüzyılda İspanya’da takip edilen zorla hıristiyanlaştırma ve asimilasyon politikasına karşı çıkan ve bu sebeple İspanya’dan sürgün edilen Endülüs müslümanlarının (Moriskolar) büyük bir kısmı Kuzey Afrika’ya geçmek için Cebelitârık’tan gemilere bindirildi. Böylece sekiz asır önce İspanya’yı fethe gelen müslümanların ayak bastıkları ilk Endülüs toprağı olan Cebelitârık, bu defa sekiz asırlık yurtlarından sürülürlerken ayrıldıkları son Endülüs toprağı oldu.

1704’te İngilizler’in eline geçen Cebelitârık günümüzde de İngiliz idaresinde bulunmaktadır.

BİBLİYOGRAFYA:

İdrîsî, Sıfatü’l-Magrib, s. 177; Uzrî, Nusûs Ǿani’l-Endelüs (nşr. Abdülazîz el-Ehvânî), Madrid 1965, s. 182; İbnü’l-Kerdebûs, Târîhu’l-Endelüs (nşr. Ahmed Muhtâr el-Abbâdî), Madrid 1971, s. 46; İbn İzârî, el-Beyânü’l-Mugrib, II, 9; Lisânüddin İbnü’l-Hatîb, AǾmâlü’l-aǾlâm (nşr. É. Lévi-Provençal), Beyrut 1956, s. 6; a.mlf., MiǾyârü’l-ihtiyâr (nşr. Muhammed Kemâl Şebâne), Muhammediye, ts., s. 82-83; Himyerî, er-Ravzü’l-miǾtâr (nşr. É. Lévi-Provençal), [baskı yeri ve yılı yok], s. 121; Ahmed b. Hâlid en-Nâsırî, el-İstiksâ, Dârülbeyzâ 1954-56, I, 97-99; II, 140-141; III, 109-110, 121-123, 137-138; A. Huici Miranda, Historia politica del imperio almohade (Instuto General Franco de Estudios e Investigación Hispano Arabe), Madrid 1956, I, 198; Dozy, Spanish Islam, s. 231; Chejne, Muslim Spain, s. 8, 99, 101, 138; Zikru bilâdi’l-Endelüs (nşr. Luis Molina), Madrid 1983, s. 98; Abdülmecîd Na‘naî, Târîhu’d-devleti’l-Emeviyye fi’l-Endelüs, Beyrut, ts., s. 47, 50, 52, 55, 143, 159; Emîn et-Tîbî, “Cebelü Târık (Cebelü Feth) MaǾkalün İslâmiyyün Ǿabre’l-kurûni’l-vustâ”, Mecelletü’l-Buhûsi’t-târîhiyye, I, Trablus 1979, s. 45-68; C. F. Seybold, “Cebel-i Târık”, İA, III, 37-38; a.mlf. – [A. Huici Miranda], “Djabal Tarık”, EI² (İng.), II, 352-353; Philip William Coleridge Dennis, “Gibraltar”, EBr., X, 399-401.

Mehmet Özdemir