CÂFER İYÂNÎ

XVI. yüzyıl sonları ile XVII. yüzyıl başlarında yaşayan ve çeşitli devlet hizmetlerinde bulunan Osmanlı müellifi.

Doğum ve ölüm tarihleri kesin olarak bilinmemektedir. Hakkında bilinenler, eserlerinden çıkarılan karışık bilgilere dayanır. Bunlardan anlaşıldığına göre 1587’de Budin’de, daha sonra da vatanı olarak kabul ettiği Peçuy’da (Pècs) kadı nâibliği yaptı ve 1591-1592 yıllarında burada bulundu. Ardından meşhur Kanije kahramanı Tiryâki Hasan Paşa’nın yanında divan başdefterdarı oldu. Budin beylerbeyiliği, maliye tezkireciliği ve tezkire eminliği vazifelerinde iken İstanbul’a gitti. Orada kendisine Rumeli eyaleti defter eminliği görevi verildi ve 16 Ramazan 1001 (16 Haziran 1593) tarihinde Budin beylerbeyi olan Koca Sinan Paşazâde Mehmed Paşa’nın maiyetinde Bosna’ya gitti. Aynı yılın ağustos ayında Sıska Kalesi’nin keşfiyle görevlendirildi, daha sonra da bu kalenin fethine şahit oldu.

1002’de (1593-94) Rumeli eyaleti defter emini olarak Sadrazam Koca Sinan Paşa’nın Yanıkkale’yi fethinde bulunan Câfer İyânî’ye, seferin sonunda hizmetine karşılık olmak üzere vazifesine ilâveten divan müteferrikalığı verildi. 1595’te


bu görevini bırakarak mukaddes yerleri görmek ve hac farîzasını yerine getirmek üzere önce Mısır’a, oradan da Hicaz’a gitti. Mekke’de Şeyh Ahmed Sâdık’ın tesiriyle Nakşibendî tarikatına girdi. Oradan San‘a’ya, Yemen Beylerbeyi Hasan Paşa’nın (valiliği 1586-1607) yanına giderek Zübdetü’n-nesâih ve umdetü’t-tevârîh adlı eserini ona ithaf etti.

1602-1603 yıllarında tercüme ettiği Nurnâme adlı eserinde Tımışvar’da hazine defterdarı olduğunu kaydeden Câfer İyânî’nin ölüm tarihi için Bağdatlı İsmâil Paşa 1020 (1611) yılını, Fehmi Ethem Karatay ise Zübdetü’n-nesâih’in istinsah tarihinden hareketle 1023’ten (1614) sonrasını vermektedirler. Bursalı Mehmed Tâhir, Câfer İyânî’nin meşhur tarihçi Peçuylu İbrâhim Efendi’nin büyük babası olduğunu ileri sürmüşse de kaynak olarak göstermiş olduğu Dr. Karacson Imre’nin makalesinde böyle bir atıf yoktur. Yine Bursalı Mehmed Tâhir Risâle-i Mi‘mâriyye adlı bir eseri Câfer İyânî’nin yazdığını kaydeder; ancak risâleyi neşreden Orhan Şaik Gökyay’a göre bu risâlenin müellifi Şeyh Behramoğlu Câfer Efendi adında başka bir kişi olmalıdır.

Eserleri. 1. Tevârîh-i Cedîd-i Vilâyet-i Üngürus. Doksan üç varak olan eser 993 (1585) yılından başlayarak Sadrazam Koca Sinan Paşa’nın Yanık seferine yol açan gelişmelerle birlikte seferi anlatmakta, Yanıkkale’nin alınmasından sonra 27 Safer 1003’te (11 Kasım 1594) son bulmaktadır. Eser, müellifin bizzat gördüğü ve duyduğu hadiseleri oldukça sade bir üslûpla kaydetmesi bakımından önemlidir. Ayrıca o döneme ait kaynakların pek az olması ve bunların da Yanık seferinin sebeplerini yanlış yorumlara yol açabilecek şekilde ifade etmeleri eserin değerini daha da arttırmaktadır. Eserin bilinen tek yazma nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde (İbnülemin, nr. 3560/1) bir mecmua şeklinde olup yüksek lisans tezi olarak hazırlanmıştır (M. Kirişçioğlu, Tevârîh-i Cedîd-i Vilâyet-i Üngürus, Tahlil ve Metin, İÜ Ed.Fak. Ktp., nr. 13). 2. Zübdetü’n-nesâih ve umdetü’t-tevârîh. Yemen Beylerbeyi Hasan Paşa için 1012 (1603) yılında kaleme alınmış Türkçe bir eser olup dört bölüm halinde, yirmi üç adet Türkçe, Arapça ve Farsça kitaptan derlenmiş ahlâkî ve tarihî kıssalar ve İslâm büyüklerinin menkıbelerinden meydana gelmektedir. Bilinen üç yazması Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi (Yeniler, nr. 277), British Library (Or., nr. 6442) ve Uppsala (İsveç) Üniversitesi Kütüphanesi’ndedir (Nov., nr. 646). 3. Nurnâme. İmam Gazzâlî’nin Mişkâtü’l-envâr’ından 1012’de (1603) tercüme edilmiştir. Hz. Peygamber’in ve ondan önceki peygamberlerin kıssalarından oluşmaktadır. Tesbit edilebilen beş yazma nüshası British Library’de (Or., nr. 11046), Türk Tarih Kurumu (nr. 537/1), İstanbul Üniversitesi (TY, nr. 7388 ve nr. 806) ve Âtıf Efendi (nr. 1746/1) kütüphanelerindedir 4. Cihâdnâme-i Hasan Paşa. Kanije kahramanı Tiryâki Hasan Paşa’nın gazâlarını anlatmaktadır. Otuz dokuz varaklık bir yazması Millet Kütüphanesi’nde mevcuttur (Ali Emîrî, Tarih, nr. 190). Eser üzerinde bir tez yapılmış (Saim Işıldak, Cihâdnâme-i Hasan Paşa, mezuniyet tezi, İÜ Ktp., nr. 1698), ayrıca sadeleştirilerek yayımlanmıştır (Vahid Çabuk, Tiryâki Hasan Paşa’nın Gazâları ve Kanije Savunması, İstanbul 1978). 5. Nesâihu’l-mülûk. Yirmi üç adet Türkçe, Arapça ve Farsça eserde ve ayrıca Kur’ân-ı Kerîm’de geçen peygamber kıssalarının, dinî hikâyelerin vb. yazıların derlenmesiyle meydana gelmiştir. Otuz sekiz varak hacmindeki bu eserin bilinen tek nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde, müellifin Tevârîh-i Cedîd-i Vilâyet-i Üngürus adlı eseriyle birlikte aynı ciltte yer almaktadır (İbnülemin, nr. 3560/2).

BİBLİYOGRAFYA:

Câfer İyânî, Tevârîh-i Cedîd-i Vilâyet-i Üngürus, İÜ Ktp., İbnülemin, nr. 3560/1, vr. 1b, 2ª, 17ª, 27ª, 29ª, 44b, 45ª, 82ª, 92b; a.e. (yüksek lisans tezi, 1987, haz. Mehmet Kirişçioğlu), İÜ Ed.Fak. Ktp., nr. 13; a.mlf., Zübdetü’n-nesâih ve umdetü’t-tevârîh, TSMK, Yeniler, nr. 277, vr. 2b, 85b; a.e., British Library, Or., nr. 6442, vr. 48ª; a.mlf., Nurnâme, İÜ Ktp., TY, nr. 7388, vr. 1b; a.mlf., Cihâdnâme-i Hasan Paşa, Millet Ktp., Ali Emîrî, T, nr. 190, vr. 1b, 2ª; Hediyyetü’l-ârifîn, I, 498; Karatay, Türkçe Yazmalar, I, 498; Orhan Şaik Gökyay, “Risâle-i Mimâriyye”, İsmail Hakkı Uzunçarşılı’ya Armağan, Ankara 1976, s. 115-116; Babinger (Üçok), s. 136-137.

Mehmet Kirişçioğlu