BÖCEKBAŞI

Osmanlı Devleti’nde özellikle son asırlarda asayişi sağlamakla yükümlü gizli zâbıta görevlilerden biri.

Böcekbaşı tabiri İstanbul ağzına ve özellikle yeniçeri argosuna ait bir kelimedir. Böcekbaşı daha ziyade hırsızlıkları önlemek ve hırsızları yakalamakla görevliydi. Emri altında çalışanlar arasında erkek ve kadın memurlar bulunurdu. Ayrıca suçluları yakalamada muhbir olarak kullanılan tövbekâr hırsız ve yankesici gibi sabıkalılara da böcek denilirdi. Fakat asıl gizli istihbarat işleriyle salma çuhadar denilen memurlar meşgul olurdu (bk. ZAPTİYE). Böcekbaşı yakaladığı sanıkları suçunun türüne göre Ağakapısı’na, ihtisab nâzırlığına veya Baba Câfer Zindanı’na gönderir, suçu sabit olanları çeşitli şekillerde cezalandırırdı. Bu cezalar dayak, hapis veya kulak kesme şeklinde olabildiği gibi suçun tekrarlanması halinde idama kadar varabilirdi. Halk arasında kullanılan “eski kulağı kesiklerden” tabirinin kaynağı bu kulak kesme cezası olmalıdır.

Böcekbaşı kıyafet olarak başına siyah kuzu derisinden üzeri yeşil kalpak, sırtına dar yenli uzun cepken, mavi şalvar ve kırmızı çizme giyerdi.

BİBLİYOGRAFYA:

Mecelle-i Umûr-ı Belediyye, I, 901; Halim Alyot, Türkiye’de Zabıta, Ankara 1947, s. 64-65; H. Gibb – H. Bowen, Islamic Society and the West, Londra 1950, I/1, s. 326; Ergun Hiçyılmaz, Belgelerle Teşkilât-ı Mahsusa ve Casusluk Örgütleri, İstanbul 1979, s. 18; R. Mantran, XVII. Yüzyılın İkinci Yarısında İstanbul (trc. Mehmed Ali Kılıçbay – Enver Özcan), Ankara 1986, I, 127, 155; Pakalın, I, 241-242; TA, VIII, 21; R. Ekrem Koçu, “Böcekbaşı”, İst.A., VI, 3078.

Abdülkadir Özcan