Bİ’RİERÎS

بئر أريس

Medine’de Kubâ Mescidi yanında Hz. Peygamber’in mührünün düşüp kaybolduğu kuyu.

Kubâ Mescidi’nin batı tarafında, Medine’ye 3 km. uzaklıktadır. Erîs adlı bir yahudiye ait bahçede bulunduğu için bu adla anılmıştır. Hz. Peygamber Kubâ


Mescidi’ne gittiği zaman Erîs Kuyusu’ndan su içer, abdest alır ve ayaklarını kuyuya sarkıtarak dinlenirdi. Kuyu başında serinlendiği bir gün kendini ziyarete gelen Hz. Ebû Bekir, Ömer ve Osman’ı burada cennetle müjdelemiştir. Hz. Osman, Hz. Ebû Bekir ve Ömer’den sonra kendine intikal eden, üzerinde “Muhammed Resûlullah” yazısı bulunan ve Hz. Peygamber’den beri hilâfet mührü olarak kullanılan gümüş yüzüğü bu kuyuya düşürmüştür (30 / 650). Kuyunun bütün suyunun boşaltılmasına ve üç gün aranmasına rağmen mühür bulunamamıştır. Bu hadise dolayısıyla meşhur olan bu kuyuya “Bi’rü’l-hâtem” de denilir.

Evliya Çelebi kuyudan tulumbalarla su çekilerek havuzlara verildiğini ve oradan da yanındaki bahçenin sulandığını kaydeder. Eyyûb Sabri Paşa 19 arşın (yaklaşık 12 m.) derinlikteki kuyunun su seviyesinin 4 arşın olduğunu ve üzerinde bir yapı bulunduğunu, ayrıca Kubâ Mescidi tarafında bir namazgâhın mevcut olup mihrabında, “Rûz ü şeb kılsa aceb midir ziyâret ins ü cân / Bi’r-i hatm-i hâtem-i Peygamberândır bu mekân” beytinin yazılı olduğunu zikreder. Bi’rierîs’in Kubâ Mescidi’nin kuzeybatısında 200 m. mesafede bulunduğunu söyleyen İbrâhim Rifat Paşa, kuyu yanındaki bahçenin Osmanlı Sadrazamı Mehmed Paşa’nın vakfı olduğunu söyler.

Osmanlı Devleti zamanında kuyu üzerinde yaptırılan kubbe ile yanındaki namazgâh daha sonraki devirlerde yıkılıp ortadan kalktığı gibi 1970’li yıllarda kuyunun suyu da tamamen çekilmişti. Yerinde yaptırılan tesbitlere göre bugün genişletilerek yeniden inşa edilen Kubâ Mescidi’nin batı duvarına tahminen 25-30 m. mesafede bulunan kuyunun buradan geçen yolun altında kaldığı anlaşılmıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

Buhârî, “Libâs”, 46, 50, 55, “Fezâǿilü ashâbi’n-nebî”, 5; Müslim, “Libâs”, 54, 55, “Fezâǿilü’s-sahâbe”, 29; İbn Sa‘d, et-Tabâkat, I, 473, 477; Taberî, Târîħ (de Goeje), I, 2856-2858; Bekrî, MuǾcem, I, 143-144; Yâkut, MuǾcemü’l-büldân, I, 298; Fîrûzâbâdî, el-Megānibü’l-mütâbe fî meǾâlimi tâbe (nşr. Hamed el-Câsir), Riyad 1389/1969, s. 25-29; Semhûdî, Vefâǿü’l-vefâ, II, 119-124; Evliya Çelebi, Seyahatnâme, IX, 657-658; Mir’âtü’l-Haremeyn, II, 1064-1068; İbrâhim Rifat Paşa, Mirǿâtü’l-Haremeyn, I, 398-399; el-Kamûsü’l-İslâmî, I, 407-408; Abdülkuddüs el-Ensârî, Âsârü’l-Medîneti’l-münevvere, Medine 1393/1973, s. 241-243.

Mustafa Fayda