BEŞİR AĞA CAMİİ

Topkapı Sarayı’nın ikinci avlusunda XVIII. yüzyılda yapılmış cami.

Topkapı Sarayı olarak tanınan Sarây-ı Cedîd-i Âmire’nin ikinci avlusunun sol tarafında, Meyit Kapısı’nın hemen yanında, Raht hazinesi ve Zülüflü Baltacılar Koğuşu ile sınırlanan avlunun üçüncü kenarında ve Baltacılar Koğuşu’nun karşısında bulunmaktadır. Mimari üslûbu XVIII. yüzyılda yaptırıldığını gösterir. Üzerinde kim tarafından, hangi tarihte inşa edildiğini gösteren bir kitâbe olmamakla beraber, Sultan III. Ahmed devriyle I. Mahmud zamanında 1717-1746 yılları arasında Dârüssaâde ağası olan Hacı Beşir Ağa tarafından yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Her ne kadar onun hemen arkasından aynı makama getirilen ve 1165’te (1751) idam edilen hâfız ve hattat Beşir Ağa da hatıra gelmekte ise de birincisinin pek çok hayır eserinin kurucusu olduğu düşünülerek bu caminin de onun tarafından yaptırıldığı genellikle kabul edilen bir görüştür. Tahsin Öz, bu caminin Has Ahur (Istabl-ı Hâs) 1733’te Yakalı Baltacılar Koğuşu haline getirildiğinde onlara mahsus olarak yaptırılmış olabileceğini yazmaktadır. Abdurrahman Şeref Bey’in bildirdiğine göre caminin içindeki levhalar bizzat Sultan Abdülmecid’in hattı ile yazılmıştı. Osmanlı devrinin sonlarında bakımsız bırakılarak harap olan Beşir Ağa Camii 1940-1944 yıllarındaki tamirde kurtarılarak ihya edilmiştir.

Beşir Ağa Camii yüksek bir bodrum üstünde fevkanî olarak yapılmıştır. Üç bölüm halinde olan bodrumun bir bölümü dikdörtgen planlı bir oda, ortadaki eyvan biçiminde dışarı açılan tonozlu bir mekân, üçüncüsü ise esas camiye çıkışı sağlayan merdiven bölümüdür. Dört cephesinde de iki sıra pencereler olan cami dikdörtgen planlı olup merdiven çıkışında bir son cemaat yeri mekânı, içinde de asma kat halinde bir mahfil vardır.

Dış duvarlardan bodrum katı taş ve tuğladan yapılmış, tuğla hatıllar, XVIII. yüzyıl mimarisinde çok görülen biçimde zencerek biçiminde derzlenmiştir. 1940-1944 yılları tamirinde üst katın dış yüzleri sıvanarak kırmızı badana ile boyanmıştır. Aslında bu cephelerin de tezyinatlı derzli olduğuna ihtimal verilebilir. Camiin üç sıra kirpi saçağı ve kurşun örtülü çatısı vardır. İçerideki ahşap çıtalı tavan ise son tamirde yapılmıştır. Yuvarlak kemerli olan bütün pencerelerden üst sıradakiler tamirde sivri kemerli olarak yenilenmiştir. Abdurrahman Şeref Bey’in “kelime-i şehâdet” yazılı olduğunu ve caminin ilk yapılarından kaldığını söylediği mihrap üstündeki renkli camlı yuvarlak alçı pencere son tamirde korunmuştur. Üst sıra pencerelerdeki alçı çerçeveli renkli pencereler ise (revzenler) hep yenidir.

Beşir Ağa Camii’nin tamamen barok üslûpta zengin işlemeli mermer bir mihrabı vardır. Mimarisi bakımından başka küçük ibadet yerlerinden farklı olan bu caminin dikkate değer bir minaresi bulunmaktadır. Caminin kuzey tarafındaki köşesinde cumba şeklinde, taştan dört kademeli bir konsolun üstüne oturtulan tuğla gövdenin yukarı ucunda taştan bir şerefe bulunur. Gövdeyi aşmayan bu kapalı şerefede ses, barok kemerli bir dizi küçük pencereden yayılıyordu. Caminin bitişiğinde evvelce küçük bir hamam vardı. Kalıntıları 1940-1944’te kaldırılmıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

F. Davis, The Palace of Topkapı in Istanbul, New York 1970, s. 46, 199; Sedat Hakkı Eldem – Feridun Akozan, Topkapı Sarayı: Bir Mimari Araştırma, İstanbul 1982, s. 17, lv. 62; Semavi Eyice, Topkapı Sarayı, İstanbul 1985, s. 13; a.mlf., “İstanbul Minareleri”, Türk Sanatı Tarihi Araştırma ve İncelemeleri, I, İstanbul 1963, s. 78, rs. 140; Abdurrahman Şeref, “Topkapı Sarây-ı Humayûnu”, TOEM, I/6 (1326), s. 339; Tahsin Öz, “Topkapı Sarayı Müzesi Onarımları”, Güzel Sanatlar Dergisi, VI, Ankara 1949, s. 26, 28, rs. 27-30.

Semavi Eyice