BERENÎ &&&(برني)&&& Ziyâüddîn b. Müeyyidülmülk el-Berenî (ö. 758/1357)

Delhi sultanları hakkındaki Târîh-i Fîrûzşâhî adlı eseriyle tanınan Hintli tarihçi.

Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte 684’te (1285) doğduğu kabul edilir. Delhi sultanları ile iyi ilişkiler içinde bulunan seçkin bir aileden geliyordu. Babası Müeyyidülmülk, Celâleddin Fîrûz Şah Halacî’nin oğlu Erkli Han’ın nâibi idi. Berenî’nin kendisi de orta yaşlarda saraya intisap etti ve 17 yıl Sultan Muhammed b. Tuğluk’un (1325-1351) nedimliğini ve danışmanlığını yaptı. Delhi Sultanı III. Fîrûz Şah Tuğluk (1351-1388) zamanında gözden düştü ve saray hayatı sona erdi. Bundan sonra kendini eser yazmaya verdi. Berenî, başta ünlü Çiştî şeyhi Nizâmeddin Evliyâ olmak üzere birçok meşhur ilim adamı, edebiyatçı ve şairle yakın dostluklar kurmuştu. Bunlar arasında bilhassa Emîr Hüsrev-i Dihlevî ve Emîr Hasan Siczî ile çok yakın dostlukları vardı. Vefatında Gıyâspûr’da Nizâmeddin Evliyâ’nın mezarı yanına defnedildi. Berenî yetiştiği çevre ve aldığı eğitim itibariyle samimi bir müslüman, iyi bir derviş, şiir ve edebiyata vâkıf güzel ahlâklı, cömert bir insandı. Onun bu özellikleri tam anlamıyla eserlerinde ve bilhassa tarihinde açık bir şekilde görülür.

Berenî zamanının diğer birçok İslâm âlimi gibi bütün ilimlerin kaynağını Kur’an’a götürür. Bu tarih ilmi için de geçerlidir. Berenî tarih ile hadis ilmi arasında çok sıkı bir münasebet kurar; hatta onları “ikiz kardeş” olarak nitelendirir. Ancak bu münasebet birinin diğerinden, özellikle tarihin hadis ilminden etkilenmesini gerektirmez. Aralarındaki yakınlık daha çok usul yönündendir. Zira Berenî’ye göre hadis ilmiyle uğraşanlar çok titiz bir çalışma ile hadis kaynaklarını araştırırlar ve delillerini de çok ince ölçülerle tesbit ederler. Esasen tarih ilmi için de böyle yapılmalıdır. Muhaddisler de çok iyi birer tarihçi olmak mecburiyetindedirler. Bu bilhassa Hz. Peygamber ve sahâbîlerin hayatlarını inceleyebilmek için çok gereklidir.

Berenî eserlerinde ortaya koyduğu siyasî düşünceler bakımından da devrinin İslâm düşüncesinde önemli bir yer tutmaktadır. Sultanlara nasihatlarında bir yandan dört halife devrini ideal İslâm yönetimi ve yöneticileri açısından misal gösterirken diğer yandan da İslâm öncesi İran devlet geleneğinden bol örnekler vermektedir. Berenî’nin siyasî düşüncesinde asalet ve soy çok önemlidir ve bunlar da ancak doğuştan gelen şeylerdir. Nitekim o, kendi zamanında bütün Hindistan’da yaygın olan görüşe katılarak hükümdarlık ve idareciliğin herkesten önce Türkler’e has bir şey olduğunu söylemektedir.

Eserleri. 1. Târîh-i Fîrûzşâhî. Berenî bu eserinde Delhi Sultanı Gıyâseddin Balaban’ın tahta çıkışından (664/1266) III. Fîrûz Şah’ın saltanatının altıncı yılına (758/1357) kadar olan süre içindeki Delhi sultanlarını anlatır. Târîh-i Fîrûzşâhî idarecileri eğitmek ve onların İslâm’a uygun olarak halkı yönetmelerine yardım etmek gayesiyle yazılmıştır. Bundan dolayı eser son derece cesur ifadelerle kaleme alınmış, idarecilerin hataları ve yanlış hareketleri yer yer açık bir şekilde belirtilmiştir. Berenî’nin kendi ifadesine göre tarih, birçok fazileti ihtiva eden bir ilimdir. Târîh-i Fîrûzşâhî ilk defa 1862’de Seyyid Ahmed Han tarafından Kalküta’da neşredilmiştir. Daha sonra da birkaç defa tıpkıbasımı yapılmıştır. Eserin bazı kısımları İngilizce’ye de tercüme edilmiştir (H. M. Eliot - J. Dowson, The History of India as told by its own Historians, III, 97-268; A. R. Fuller, “The Reign of Alauddin Khilji”, JASB, XXVIII/1 (1869), s. 181-220 ve XXXIX/1 (1870), s. 1-51; P. Whalley, “The Reign of Muizz-uddin”, JASB, XI/1 (1871), s. 185-216; A. Colvin, “The Reign of Sultan Ghiasuddin Tughluq Shah”, JASB, XI/1 (1871), s. 217-247). 2. Fetâvâ-yı Cihândârî. Sultanlara nasihatta bulunmak amacıyla yazılan bu eserde geçmiş hükümdarların hayatlarından, özellikle İslâm öncesi İran’dan örneklere yer verilmiş ve eser anekdotlarla süslenmiştir. Tek yazma nüshası İndian Office’de (nr. 2646) bulunan Kitap A. Selim Han tarafından 1972’de Lahor’da neşredilmiştir. 3. Ahbâr-ı Bermekiyyân. Bermekîler hakkındaki müellifi meçhul bu eser Berenî tarafından 1354’te Arapça aslından Farsça’ya tercüme edilip Fîrûz Şah Tuğluk’a ithaf edilmiştir. Kitap Târîh-i Âl-i Bermekiyyân adıyla neşredilmiştir (Bombay 1889). 4. NaǾt-ı Muhammedî. Tek yazma nüshası Râmpûr Rıza Kütüphanesi’ndedir (K. Ahmad Nizami, s. 129).

Berenî’nin kaynaklarda zikredilen diğer eserleri de şunlardır: Salât-ı Kebîr, Ǿİnâyetnâme-i İlâhî, Meǿâsir-i Sâdât, Hasretnâme, Lübbü’t-târîh (Storey, I/1, s. 507; Abdülhay el-Hasenî, II, 62).

BİBLİYOGRAFYA:

Ziyâeddin Berenî, Târîh-i Fîrûzşâhî (nşr. Seyyid Ahmed Han), Kalküta 1862; Storey, Persian Literature, I, 505-509; Abdülhay el-Hasenî, Nüzhetü’l-havâtır, II, 61-62; P. Hardy, Historians of Medieval India, London 1960, s. 20-39; a.mlf., “Baranī”, EI² (İng.), I, 1036; a.mlf., “Berenî”, UDMİ, IV, 455; a.mlf., “Baranī”, EIr., III, 753-754; a.mlf., “The Oratio Recta of Barani’s Tarih-i Firuz Shahi-Fact or Fiction?”, BSOAS, XX (1957), s. 315-321; Muhammed Hadi Hussain - Abdulhameed Kamali, The Nature of the Islamic State, Lahore 1977, s. 178-180; H. M. Eliot - J. Dowson, The History of India as told by its own Historians, London 1867, III, 97-268; K. Ahmad Nizami, On History and Historians of Medieval India, New Delhi 1983, s. 124-140; W. N. Lees, “Materials for the History of India”, JASB (1869), s. 441-445; S. Nurul Hasan, “Sahifa-i Nat’ı Muhammedi of Ziauddin Barani”, Medieval Indian Quarterly, I/3-4, Aligarh 1953, s. 100-105; S. Moinul Haq, “Some Aspects of Diya-al-Din Barani’s Political Thought”, JPHS, IV (1956), s. 3-26.

Azmi Özcan