BENÂTÜ NA‘Ş

بنات نعش

Divan edebiyatında kullanılan bir teşbih unsuru.

Arapça bint (kız) kelimesinin çoğulu olan benât ile na‘ş (tabut, sal; ölü) kelimesinden meydana gelmiş bir tamlamadır. Kaynaklarda farklı olarak tanıtılmakla


birlikte kuzey yarım kürede büyükayı (dübbü’l-ekber) ile ona ters istikamette ve daha sönük olan küçükayı (dübbü’l-asgar) takım yıldızları içinde yer alan yedişer yıldızdan meydana gelmiş küme için kullanılmaktadır. Bunlardan bir dikdörtgen meydana getirecek şekilde sıralanan ve ayının bedeninde yer alan dört yıldıza na‘ş veya taht adı verilir. Ayının kuyruğunda bulunan ve benât olarak anılan diğer üç yıldız ise hafif bir eğri meydana getirecek şekilde dizilidir. Küçük ayının kuyruğunun en ucundaki yıldız da kutup yıldızıdır. Her iki takım yıldız bünyesinde bu şekilde sıralanan yedişer yıldıza Araplar arasında benâtü na‘ş adı verilmektedir. Yine yer yer farklı şekilde tanıtılan “benâtü na‘şi’l-kübrâ (ekber)” ve “benâtü na‘şi’s-suğrâ (asgar)” adlandırmalarının doğrusu, birincisinin büyükayıdaki yedi yıldız, ikincisinin küçükayıdaki yedi yıldız olduğudur (krş. Sûfî, Kitâbü Suveri’l-kevâkib, s. 35, 45). Dihhudâ’nın verdiği bilgiye göre benâtü na‘şa aynı zamanda “heft-evreng” ve “heft-birâderân” adları da verilmektedir. Mütercim Âsım Efendi bu kümeye Türkçe’de “yediler” veya “yedi kardeş yıldızları” denildiğini belirtir (Burhân-ı Katı‘ Tercümesi, II, 336).

Benâtü na‘ş terkibi divan edebiyatında daha çok heft-evrengle birlikte çokluk ve dağınıklık halini ifade etmek için kullanılmış, gözyaşı, toz ve samanyolu gibi unsurlarla beraber ele alınmıştır. Öte yandan bu yıldız kümesi içinde bulunan ve her biri ayrıca bir ad alan yıldızlar da teşbih ve mecazlara konu edilmiştir. Bunlardan biri olan Sühâ’nın, küçük bir yıldız olduğu için, hem küçüklüğü hem de zor görünür olmasıyla gözğü hem de zor görünür olmasıyla gözleri ve görüşü imtihan etmek maksadıyla zikredildiği görülmektedir. “Nesr-i tâir” adıyla da anılan kutup yıldızı ise benâtü na‘ştan biri olarak çok defa tek başına ele alınmış ve yol gösterici vasfıyla beyitlere girmiştir.

BİBLİYOGRAFYA:

Burhân-ı Katı‘ Tercümesi, II, 336; Kamûs-ı Türkî, s. 304; Dihhudâ, Lugatnâme, “Benâtü’nnaş” md.; Abdurrahman es-Sûfî, Kitâbü Suveri’l-kevâkibi’s-sâbite (nşr. Fuad Sezgin), Frankfurt 1986, s. 35, 45; a.mlf., Description des Ztoiles fixes (trc. H. C. F. C. Schjellerup), St. Petersbourg 1874 → Frankfurt 1986, s. 44-55; Pakalın, I, 202-203; A. Nihat Tarlan, Şeyhî Divanını Tedkik, İstanbul 1964, s. 239; Mehmed Çavuşoğlu, Necâti Bey Dîvânı’nın Tahlili, İstanbul 1971, s. 246, 247; Harun Tolasa, Ahmed Paşa’nın Şiir Dünyası, Ankara 1973, s. 433; Cemâl Kurnaz, Hayâlî Bey Dîvânı (Tahlil), Ankara 1987, s. 736.

Cemal Kurnaz