BÂÛNÎ

الباعوني

Ebü’l-Abbâs Burhânüddîn İbrâhîm b. Ahmed b. Nâsır el-Bâûnî (ö. 870/1465)

Edip, hatip ve Şâfiî fakihi.

Aslen Şam yakınlarındaki Havran köylerinden Bâûnelidir. Safed’de doğdu (27 Ramazan 777/19 Şubat 1376). İlk tahsilini Kudüs hatibi ve Mısır kadısı diye tanınan babasının yanında yaptı. Hâfızlığını tamamladıktan sonra kıraat dersleri aldı. Babası ile birlikte Dımaşk’a gitti (1388) ve orada Şâfiî fakihi Şerefeddin el-Gazzî’den ve Nûreddin el-Ebyârî gibi âlimlerden fıkıh, dil ve edebiyat tahsil etti. 1402’de Mısır’a geçerek Şeyhülislâm Sirâceddin el-Bulkınî’den bir yıl müddetle fıkıh ve tasavvuf okuyup Kemâleddin ed-Demîrî, Zeynüddin el-Irâkı, Nûreddin el-Heysemî gibi âlimlerden de faydalandı. Sonra doğum yeri olan Safed’e döndü. Bu sırada tekrar babasından ve diğer âlimlerden çeşitli dersler aldı. Ardından babasına vekâleten Şâfiî kadılığı ve Emeviyye Câmii’nde hatiplik görevlerinde bulundu. Bir ara kendisine meşîhatü’ş-şüyûh ve Haremeyn nâzırlığı görevleri verildiyse de bir müddet sonra bu vazifelerden ayrıldı. Asâleten kadı olarak tayini yapılmak istendiği halde kabul etmedi. Bir süre Kudüs hatipliği de yaptı. Son olarak Şam’da Memlüklü Sultanı Seyfeddin Barsbay zamanında (1422-1438) Kadı Zeynüddin Abdülbâsıt’ın yaptırdığı Bâsıtıyye Dergâhı şeyhliğinde bulundu.

Bâûnî 14 Rebîülevvel 870’te (4 Kasım 1465) Şam’da Bâsıtıyye’de vefat etti. Vasiyeti üzerine Kasyun dağı yakınındaki Ravza Kabristanı’na defnedildi. Cenazesine devrin ileri gelen ilim ve devlet adamları katıldı. Ölüm haberi Mısır’a ulaştığında Ezher Camii’nde gıyabî cenaze namazı kılındı.

Şiir ve nesir alanında büyük bir kabiliyeti olan Bâûnî noktasız harflerle risâleler (âtıl*) yazma konusunda şöhret sahibi idi. Hatta Sehâvî, sade ve akıcı bir üslûpla kaleme alınan bu tür risâlelerden birini hocası İbn Hacer el-Askalânî’nin bizzat Bâûnî’den dinlediğini rivayet etmektedir. Bâûnî ile Dımaşk’ta karşılaşıp Bâsıtıyye Dergâhı’nda ondan nazım ve nesir olarak çok şey dinleyip öğrenen Sehâvî bunların bir kısmını MuǾcem adlı eserine almıştır. Makrîzî el-Hıtaŧ’ta, Bâûnî’nin babası ile birlikte kendisine sık sık gelip gittiklerini, onun çeşitli sanat dallarında özellikle edebiyat alanında çok başarılı olduğunu yazmaktadır. Kendisinden birkaç neslin faydalanabileceği kadar uzun yaşayan bu büyük edibin ilmî ve edebî şahsiyeti âlimler tarafından her vesile ile takdir edilmiştir.

Eserleri. 1. el-Gaysü’l-hâtin fî vasfi’l-Ǿizâri’l-fâtin. Şiirlerini topladığı bu eser Şevkânî’nin belirttiğine göre (el-Bedrü’t-tâliǾ, I, 9) 150 kadar şiiri ihtiva etmektedir. 2. ǾUkudü’l-ebkâr min benâti’l-efkâr. Kâtib Çelebi’nin (Keşfü’z-zunûn, II, 1154) söz konusu ettiği bu eser onun bir başka divanı olmalıdır. Bâûnî’nin ayrıca Dîvânü’l-hutab ve Muhtasarü’s-sıhâh li’l-Cevherî adlı eserleri vardır. İsmail Paşa (Hediyyetü’l-Ǿârifîn, I, 21) ve daha sonraki bazı müellifler, kardeşi Muhammed b. Ahmed’e ait olan Minhatü’l-lebîb fî sîreti’l-habîb ve YenâbîǾu’l-ahzân gibi bazı eserleri ona nisbet etmişlerdir.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Tağrîberdî, el-Menhelü’s-sâfî, I, 42-43; Sehâvî, ed-Davü’l-lâmiǾ, I, 26-29; II, 231-233; Süyûtî, Nazmü’l-ikyân (nşr. Philip Hitti), New York 1927, s. 13-15; Keşfü’z-zunûn, II, 1154; İbnü’l-İmâd, Şezerât, VII, 309-310; Şevkânî, el-Bedrü’t-tâliǾ, I, 8-10; ǾÎzâhu’l-meknûn, I, 492, 501; II, 152, 579, 731; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, I, 20-21; Ziriklî, el-AǾlâm, I, 23; Kehhâle, MuǾcemü’l-müellifîn, I, 10; Ömer Ferrûh, Târîhu’l-edeb, III, 861-863; C. Zeydan, Âdâb (Dayf), III, 194; Mv.Fs., I, 35-36; W. A. S. Khalidî, “al-BāǾūnī”, EI² (İng.), I, 1109.

Mustafa Çuhadar