BATARYA İLE ATEŞ

Süleyman Nazif’in (ö. 1927) vatanî hislerini dile getiren yazılarından meydana gelen eseri.

“Irkına, vatanına, tarihine ihanet etmiş olan efrâd ve akvâmın hiçbirini unutma Türk oğlu! Unutma ve affetme!” sözleriyle başlayan eser, bir şehid evlâdı olması dolayısıyla Cenab Şahabeddin’e takdim ve “evlâd-ı şühedâ”ya ithaf edilmiştir.

Süleyman Nazif bu yazılarında bilhassa zekâsının canlılığı, üslûbunun sağlamlığı ve coşkun vatanî duyguları ile dikkatleri çekmektedir. Osmanlı İmparatorluğu’nun 1877’den bu yana girdiği Plevne ve Kafkas cepheleri harekâtı ile Rus, Girit, Balkan, Trablus ve Çanakkale savaşlarında din, vatan ve millet uğrunda canlarını feda eden şehidlerle gaziler ve akıl almaz fedakârlıklar gösteren yiğit vatan çocukları heyecanlı bir dille yüceltilmektedir. Kendisi de bir “imparatorluk çocuğu” olan Süleyman Nazif, özellikle “Rus Kimdir-Moskof Nedir?”, “Batarya ile Ateş”, “Girit”, “Girit’in Târihçe-i İğtişâşı”, “Çimen Tepe”, “Çanakkale’nin İstanbullu Şühedâsına”, “İstanbul Bizim Ebedî Pâyitahtımız” adlarını taşıyan yazılarında, bütün bu savaşlar karşısında şahsının olduğu kadar bir neslin ve bir devrin ruh halini de sert, mustarip ve samimi bir dille ifade eder.

Batarya ile Ateş’te yer alan makaleler mahiyetleri itibariyle fikir yazısı olmaktan çok bizzat şahit olunan bir olaydan, çarpıcı bir gazete haberinden, bir kitaptaki pasajdan hareket edilerek kaleme alınmıştır. Henüz I. Dünya Savaşı’nın devam ettiği günlerde Türk milletinin duygu ve heyecanlarına tercüman olan bu makalelerde, yazarın dinî ve millî heyecanının ön planda geldiği hareketli ve etkileyici bir üslûp dikkati çeker. Bütün yazılarında olduğu gibi bunlarda da fikirlerinin altındaki his ve heyecanlarını gizleyemeyen Süleyman Nazif, Türk nesrinin en güzel örnekleri arasında yer alan ve üslûbunda zirveye çıktığı yazılarını bu kitabında toplamıştır.

Gördüğü büyük ilgi ile ardarda iki baskısı yapılan eserin ilk baskısında (İstanbul 1334) yirmi bir yazı yer alırken ikinci baskısında (İstanbul 1335/1917) kitap yeni ilâve edilen parçalarla zenginleşerek yazı sayısı otuz yediye yükselir. Batarya ile Ateş’te yer alan yazılar şekil bakımından makale, musâhabe, tenkit, mektup ve hitabet türlerinde olup pek çoğu kitabın adına uygun şekilde, “Umûmî Harb’in ilk senelerinde top gibi gürlemiş parçalar”dır. Şeyh Şâmil ve akrabası Dağıstanlı Mehmed Fâzıl Paşa’dan başka yine millî, içtimaî bakışla Keçecizâde İzzet Molla ve Abdülhak Hâmid’i de birer yazı ile ele alan Süleyman Nazif, Hilâliahmer ve Harbiye Mektebi gibi müesseseleri de ayrıca konu etmiştir. Sonunda Sully Prudhomme’un “Repentir” (nedâmet) ile “Fleurs de Sang” (ezhâr-ı hûn) adlı iki şiiriyle bunların tercümelerinin de yer aldığı eser kısmen sadeleştirilerek yeni harflerle de yayımlanmıştır (Millî Hareket Yayınları, İstanbul 1969). Eserin, Süleyman Nazif’in


“Târihin Yılan Hikâyesi” (İstanbul 1341) adlı Hz. Osman’dan itibaren ortaya çıkan hilâfet meselelerindeki ihtilâfları ele alan küçük risâlesi de eklenerek ilk baskısından yapılan sadeleştirilmiş bir neşri daha vardır (haz. Sabahaddin Arıç, Tercüman-1001 Temel Eser, İstanbul 1978).

BİBLİYOGRAFYA:

İbrahim Alâettin [Gövsa], Süleyman Nazif, İstanbul 1933, s. 56-57; Şükrü Kurgan, Süleyman Nazif, Hayatı, Sanatı, Eserleri, İstanbul 1955, s. 22-24; Şevket Beysanoğlu, Doğumunun 100. Yılında Süleyman Nazif (Hayatı, San’atı, Eserlerinden Seçmeler), Ankara 1970; Süleyman Nazif, Malta Geceleri, Firâk-ı Irak ve Galiçya (haz. İhsan Erzi), İstanbul 1979, s. 11-32; Şuayb Karakaş, Süleyman Nazif, Ankara 1988, s. 214-216; TDEA, I, 347.

Abdullah Uçman