BATALYEVSÎ

البطليوسي

Ebû Muhammed Abdullah b. Muhammed b. Sîd el-Batalyevsî (ö. 521/1127)

Endülüslü dil ve edebiyat âlimi.

444’te (1052) Batalyevs’te (Badajoz) doğdu. İbnü’s-Sîd el-Batalyevsî diye anılır. İlk öğrenimini babasından, sonra da ona ilmî araştırmalarda yol gösteren ağabeyi Ebü’l-Hasan Ali’den yaptı. Kıraat ilmini Abdullah b. Muhammed ed-Dânî ve İbnü’l-Latîniyye diye tanınan Ali b. Ahmed b. Hamdûn el-Mukrî el-Batalyevsî’den, lugat ilmini ise Âsım b. Eyyûb el-Batalyevsî’den tahsil etti. Ardından Meriyye’ye (Almeria) giderek (464/1071-72) Abdüddâim b. Hayr el-Kayrevânî’nin derslerine devam etti. Bir yıl sonra Kurtuba’ya geçti ve orada muhaddis Ebû Ali el-Gassânî’den hadis öğrendi. Ayrıca başka yerlerden Kurtuba’ya gelen âlimlerden de faydalandı.

Batalyevsî, Endülüs Emevî Devleti’nin küçük emirliklere bölündüğü tavâif-i mülûk devrinde yaşadı. Zaman zaman bu küçük emirlikleri dolaştı. Tuleytula’da (Toledo) Kadir-Billâh Yahyâ (1074-1085) ile irtibat kurdu. Buradan Sarakusta’ya (Zaragoza) geçerek Ahmed el-Müstaîn-Billâh et-Tücîbî (1085-1109) ile, sonra da Sehle ve Şentemeriye’deki (Santaver) Benî Rezîn hükümdarlarının sonuncusu olan Ebû Mervân Hüsâmüddevle Abdülmelik b. Hüzeyl (1044-1103) ile görüştü ve emîrden büyük itibar gördü. Ancak prenslerle yakından ilişki kurmanın faydasız, hatta tehlikeli olduğunu kısa sürede anlayınca devlet büyüklerinden uzaklaştı. Hayatının en verimli çağı da bundan sonra başladı. Kurtuba mescidinde dil, edebiyat, lugat ve dinî ilimler okuttu. Kısa bir süre sonra Belensiye’ye (Valencia) yerleşti ve ölümüne kadar orada yaşadı. Her ne kadar genç yaşta telif hayatına başladıysa da kitaplarının çoğunu burada yazdı ve pek çok talebe yetiştirdi. Uklîşî diye tanınan Ebü’l-Abbas Ahmed b. Maad, Ebû Muhammed Abdullah b. Ahmed el-Abderî el-Belensî, Belensiye kadısı Mervân b. Abdullah b. Mervân el-Belensî, es-Sıla müellifi İbn Beşküvâl ve Kadî İyâz bunlardan bazılarıdır.

Çeşitli ilim dallarında geniş bilgi sahibi olan Batalyevsî lugat âlimi, dilci, şair, münekkit bir edip, tarihçi, muhaddis, düşünür ve aynı zamanda çok eser veren bir yazardır. Lugat, dil ve edebiyat sahasındaki çalışmaları ön planda gelmektedir.

Şiirlerinden pek azı günümüze ulaşmıştır. Medih, mersiye, tasvir, gazel türündeki şiirlerinin yanı sıra dinî konulu şiirleri de vardır; bunların içinde en güzelleri zühd ve hikmete dair olanlardır. Ezhârü’r-riyâz’da şiirlerinden çeşitli örnekler bulunmaktadır (III, 107-149). Felsefî eserlerinde din ile felsefe arasında çelişki bulunmadığını göstermeye ve özellikle Sokrat, Eflâtun ve Aristo gibi ünlü filozofların tek tanrı inancına sahip olduklarını ispata çalışarak felsefeyi müslümanlara sevdirme amacını gütmektedir. Kâinatın sonradan yaratıldığını, varlığını koruyabilmek için Allah’a muhtaç olduğunu belirttikten sonra Allah’ın sadece küllîleri bildiğini ileri süren Fârâbî ile İbn Sînâ’nın yanıldıklarını ifade etmekte, İslâm dinine ters düşen fikirleri eski Yunan filozoflarına nisbet edenlerin onları hiç anlamadıklarını söylemektedir.

Eserleri. A) Arap Dili ve Edebiyatıyla İlgili Eserleri. 1. el-Müselles. Batalyevsî’nin sözlükçülük alanında dehasını gösteren iki cilt halindeki bu eseri, ilk harfi üç hareke ile okunabilen kelimeleri toplamıştır. Kitap Salâh Mehdî el-Fertûsî tarafından yayımlanmıştır (Bağdad 1981-1982). 2. el-İktidâb fî şerhi Edebi’l-küttâb. İbn Kuteybe’nin Edebü’l-kâtib’inin şerhi olup Batalyevsî’nin en önemli eserlerinden biridir. Kitap önce Abdullah b. Mîhâîl el-Bustânî (Beyrut 1901), daha sonra da Mustafa es-Sekka ve Hâmid Abdülmecîd tarafından yayımlanmıştır (IIII, Kahire 1981). 3. Zikrü’l-fark beyne’l-ahrufi’l-hamse ve hiye’z-zâ ve’d-dâd ve’z-zâl ve’s-sâd ve’s-sîn. Beş bölümden ibaret olan eserde önce ilk üç harfin (meselâ العذب , العضب , العظب), sonra ilk iki harfin, daha sonra da “zâ” ile “zâl”, “dâd” ile “zâl” ve “sâd” ile “sîn”in muhtelif kelimelerde aynı kalıpta kullanıldığı zaman aldığı mânalar belirtilmiş ve lugat tertibinde alfabetik olarak hazırlanmıştır. Eser, Râgıb Paşa Kütüphanesi’ndeki nüshası (nr. 1431) esas alınarak Hamza Abdullah en-Neşretî tarafından yayımlanmış (Kahire 1402/1982), daha sonra Abdullah en-Nâsır (Dımaşk-Beyrut 1984) ve Ali Zevîn (Bağdad 1985) tarafından da neşredilmiştir. 4. Şerhu Saktı’z-zend. Maarrî divanının ve onun diğer bazı şiirlerinin şerhi olan eseri İbn Hallikân, Maarrî’nin divanını şerhetmek maksadıyla yazdığı Davü’s-Sakŧ’tan daha mükemmel bulmaktadır. Saktu’z-zend’in diğer şârihleri arasında divanı alfabetik sıraya koyan da odur. Bu şerh, Ebü’l-Alâ el-Maarrî’nin eserlerini neşretmek için kurulan komisyonun (Lecnetü ihyâi âsâri Ebi’l-Alâ el-Maarrî) yayımladığı Şürûhu Saktı’z-zend adlı eser içinde yer almaktadır (Kahire 1945-1948, 1949-1954, 1964). 5. Şerhu’l-muhtâr min Lüzûmiyyâti Ebi’l-Alâ. Maarrî’nin Lüzûmü mâ lâ yelzem diye de bilinen Lüzûmiyyât adlı divanından seçmeler yaparak bunları şerhetmek suretiyle meydana getirdiği eser Hâmid Abdülmecîd tarafından neşredilmiştir (Kahire 1970-1984). 6. Kitâbü’l-Mesâil ve’l-ecvibe. Dil, edebiyat ve tefsir hakkında kendisine sorulan yetmiş yedi soruya verdiği cevapları topladığı bu risâlesini İbrâhim es-Sâmerrâî yayımlamıştır (Bağdad 1964). 7. el-İntisâr mimmen adele ani’l-istibsâr. Batalyevsî’nin Saktu’z-zend’i şerhi sırasında felsefe, gramer, lugat, şiir vb. konulardaki görüşlerine Ebû Bekir b. Arabî tarafından yöneltilen tenkitlere verdiği cevapları ihtiva eden bir risâle olup Hâmid Abdülmecîd tarafından neşredilmiştir (Kahire 1955). 8. Islâhu’l-halel el-vâkı fi’l-Cümel. el-Hulel fî egalîtı’l-Cümel adıyla da anılan eser, Ebü’l-Kasım ez-Zeccâcî’nin el-Cümelü’l-kübrâ’sındaki beyitlerin açıklamasına ve yanlış bulduğu hususların tashihine dairdir. Eseri Hamza Abdullah en-Neşretî yayımlamıştır (Riyad 1980). Aynı kitap üzerine kaleme aldığı el-Hulel fî şerhi ebyâti’l-Cümel adlı bir diğer şerhinin Bağdat Evkaf Kütüphanesi (nr. 2381), Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye (nr. 1110) ve Tahran Üniversitesi Merkez Kütüphanesi Muhammed Mişkât bölümünde birer yazma nüshası bulunmaktadır. 9. el-Kurt ale’l-Kâmil. Müberred’in el-Kâmil adlı kitabının şerhi olan eser Zuhûr Ahmed Zuhûr tarafından Pencap Üniversitesi yayınları arasında neşredilmiştir (Lahor 1980). 10. el-İsm ve’l-müsemmâ. Ahmed Fârûk küçük bir risâleden ibaret olan eseri, Millet Kütüphanesi’ndeki (Feyzullah Efendi, nr. 2161, vr. 93-95) nüshasıyla birlikte iki nüshasını daha karşılaştırarak yayımlamıştır (MMLADm., XLVII/2, s. 325-343).

B) Dinî ve Felsefî Eserleri. 1. el-İnsâf*. Âlimlerin dinî konularda farklı düşünmelerinin sebeplerini sekiz bölüm halinde incelediği bu eser birkaç defa yayımlanmıştır (Kahire 1319, 1399/1978). 2. Kitâbü’l-Hadâik fi’l-metâlibi’l (âliyeti’l)-felsefiyyeti’l-avîsa. Yeni Eflâtuncu filozofların görüşleriyle ilgili olarak kendisine sorulan çeşitli sorulara verdiği


cevaplardan oluşan yedi bölümlük bir eserdir. M. Zâhid Kevserî’nin mukaddimesiyle birlikte İzzet Attâr el-Hüseynî tarafından Kahire’de (1365/1946), Muhammed Rıdvân Dâye tarafından da Dımaşk’ta (1408/1988) yayımlanmıştır. XVII. yüzyıla kadar yahudi din felsefecilerinin başvuru kaynağı olan Kitâbü’l-Hadâiķ’in Moses b. Tibbon (XIII. yüzyıl) ve Samuel b. Motat’a ait (yalnız ilk dört bölümü, Guadalajara 1370) İbrânîce tercümeleri David Kaufmann tarafından Die Spuren al-Bataljusis in der jüdischen Religionsphilosophie (Budapest 1880) adıyla yayımlanmıştır. Ayrıca İspanyol müsteşrik Asin Palacios eseri al-Andalus (V, 45-154) dergisinde İspanyolca tercümesiyle birlikte neşretmiştir (1940).

Kaynaklarda adları geçen diğer eserleri de şunlardır: el-Muktebes fî şerhi Muvattai Mâlik b. Enes, Şerhu Dîvâni’l-Mütenebbî, et-Tezkiretü’l-edebiyye, Şerhu hamsi makalât min kelâmi’l-felâsife, Ebyâtü’l-meânî, Cüzün fî ileli’l-hadîs (Cüzün fîhi ilelü’l-hadis_), el-Mesâilü’l-mensûre fi’n-nahv, Şerhu’l-Fasîh li-Saleb, Risâle ilâ kabri’n-nebî.

BİBLİYOGRAFYA:

Batalyevsî, el-İnsâf (nşr. Ahmed Ömer el-Mahmesânî), Kahire 1319, nâşirin girişi, s. 3 vd.; a.mlf., el-İktidâb fî şerhi Edebi’l-küttâb (nşr. Mustafa es-Sekkâ - Hâmid Abdülmecîd), Kahire 1981, nâşirlerin girişi, I, 5-21; a.mlf., “el-İsm ve’l-müsemmâ” (nşr. Ahmed Fârûk), MMLADm., XLVII/2 (1972), s. 325-343; Kadî İyâz, el-Gunye (nşr. Mâhir Züheyr Cerrâr), Beyrut 1402/1982, s. 158-159; Yâkut, MuǾcemü’l-büldân, I, 664; İbnü’l-Kıftî, İnbâhü’r-ruvât, II, 141-142; İbn Hallikân, Vefeyât, III, 96-98; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâ, XIX, 532-533; İbn Kesîr, el-Bidâye, XII, 198; İbnü’l-Cezerî, Gayetü’n-nihâye, I, 448, 449; Süyûtî, Bugyetü’l-vuât, II, 56; a.mlf., el-Müzhir (nşr. M. Ahmed Câdelmevlâ v.dğr.), Kahire, ts. (Dâru İhyâi’l-kütübi’l-Arabiyye), I, 201, 469; Makkarî, Ezhârü’r-riyâz (nşr. Mustafa es-Sekka v.dğr.), Kahire 1358/1939, III, 101-149; İbnü’l-İmâd, Şezerât, IV, 64 vd.; Abdülkadir el-Bağdâdî, Hizânetü’l-edeb, I, 10, 100, 165; II, 189, 300; Serkîs, MuǾcem, I, 569; Brockelmann, GAL, I, 547; Suppl., I, 758; Kehhâle, MuǾcemü’l-müellifîn, VI, 121; Ahmed Emîn, Zuhrü’l-İslâm, Beyrut 1388/1969, III, 90; Ömer Ferrûh, Târîhu’l-edeb, V, 152; Muhammed Yûsuf Mûsâ, “el-Batalyevsî”, el-Muktetaf, sy. 3, Kahire 1951, s. 275-277; sy. 4, s. 345-347; Hamza en-Neşretî, “Min alâmi’n-nühât fi’l-Endelüs: Abdullah b. es-Sîd el-Batalyevsî”, Advâü’ş-şerîa, VII, Riyad 1396, s. 488-506; Sâhib Ebû Cenâh, “İbnü’s-Sîd el-Batalyevsî”, el-Mevrid, VII/1, Bağdad 1977, s. 79-96; Zuhûr Ahmed Azhar, “İbnü’s-Sîd el-Batalyevsî el-Endelüsî”, el-Arab, XII/11-12, Riyad 1978, s. 890-938; E. Lévi-Provençal, “Batalyûsî”, İA, II, 334; a.mlf., “al-Batalyawsı”, EI² (Fr.), I, 1125.

M. Reşit Özbalıkçı