BASÎT

البسيط

Arûz sisteminde bir bahrin adı.

Arapça bisâta (بساطة) masdarından türemiş “faîl” vezninde bir sıfat olup “geniş, yayılmış” vb. mânalarına gelir. Kaynaklarda “sebep”lerinin yaygın ve birbirinden uzak oluşundan dolayı bu ismi aldığına işaret edilirse de basîtin bir mânası da “fasih ve akıcı”dır. Basît bahrindeki vezinlerin akıcılığı sebebiyle bu ismi almış olmalıdır. Arap nazmına mahsus bahirlerdendir. Halîl’in sisteminde üçüncü bahir olup ilk dairede yer alır. Dairedeki nazarî şekli bir şatr için: -- -/- -/-- -/- -//dür. Ancak arûz ve darbının mahbun (bk. HABN) şekli - - yerine - ile kullanılır. Üç arûzu ve altı darbı vardır. Buna göre belli başlı vezinleri şunlardır:

Bu son şekilde arûz ve darb, mahbun olduğu yani --- yerine -- geldiği takdirde vezin muhalla‘ (veya mekbûl) adını alır. Basîtin yukarıda gösterilen müseddes (bir beyitte 6 tef‘ileli) ve müsemmen (8’li) şekilleri, kadim (yani eski Arap şiirinde mevcut) vezinlerdir; zamanla muhdes ve müvelled şairler basîtin murabbaını da (bir beyitte 4 tef‘ileli vezinlerini) kullanmışlardır. şeklindeki vezinde tef‘ilesini basît bahrinin arûzlarından sayan müellifler vardır.

Câhiliye devri şairlerinden Abîd b. Ebras, kasidelerinden bir kısmını basîtin müseddesindeki vezinlerle söylemiş, Ebû Zeyd el-Kureşî Cemheretü eşǾâri’l-ǾArab’daki kırk dokuz manzumeyi seçerken bunlardan on manzumeyi basîtin muhtelif vezinlerinde söylenmiş olanlardan almıştır. Muallakat arasına alınan kasidelerin üçü bu bahirdendir. Basit bir müşahede bu bahirdeki vezinlerin gördüğü rağbeti ortaya çıkaracaktır. Eski şiirde en çok kullanılan bahir şüphesiz tavîldi. Hemen onun arkasından vâfir ve basît gelir.

Basîtin bazı vezinleri serî bahrindeki şekillerle birleşir (Hanefî, s. 165, krş. s. 577). Her ne kadar fasih dilin nazım tekniğinden bahseden klasik eserlerle onlara sadık kalmayı tercih edenler basît bahrinde yalnız yukarıdaki sayılan vezinleri vermeyi kâfi bulmuşlarsa da sanatkârların daha sonraları nazım tekniğinde yaptıkları yenilikleri de göz önüne alan müellifler bu bahirde daha başka şekillere de eserlerinde yer vermişlerdir. Meselâ Celâl Hanefî (el-ǾArûz, s. 175-186, nr. 7 vd.), gösterilenlerden başka şu vezinleri de tesbit etmiş, numuneleriyle vermiştir.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Abdürabbih, el-Ǿİkdü’l-ferîd, V, 448-450, 479-480; İsmâil b. Hammâd el-Cevherî, Kitâbü ǾArûzi’l-varaka, Âtıf Efendi Ktp., nr. 1991, vr. 9ª-12b; Zemahşerî, el-Kustâs (veya el-Kıstâs) (nşr. Fahreddin Kabâve), Beyrut 1410/1989, s. 68, 79-83; Muhammed b. Kays er-Râzî, el-MuǾcem fî meǾâyiri eşǾâri’l-Ǿacem (nşr. Muhammed Kazvînî - Müderris Rezavî), Tahran 1337 hş. → Tahran, ts., s. 78, 81; Ebû Bekir el-Kuzâî, el-Hitâmü’l-mefdûd, İÜ Ktp., AY, nr. 4017, vr. 26b-29b, 77ª-b; Sâlih b. Şerîf er-Ründî, el-Vâfî fî nazmi’l-kavâfî, TTK Ktp., M. Tancî Bey, vr. 103b-104b; L. Şeyho, Kitâbü Ǿİlmi’l-edeb, Beyrut 1886, s. 283-284; İbn Ebû Şeneb, Tuhfetü’l-edeb, Paris 1965, s. 32-38; Safâ Hulûsî, Fennü taktîǾi’ş-şiǾr ve’l-kafiye, Bağdad 1966, s. 65-84; Ekrem Ca‘fer, Arûzun Esasları ve Âzerbaycan Arûzu, Bakü 1977, s. 176-180; Celâl Hanefî, el-ǾArûz, Bağdad 1398/1977-78, s. 164-184, 577, 580; Abdürrızâ Ali, el-ǾArûz ve’l-kafiye, Musul 1409/1989, s. 106-108; R. Blachère, “Contribution a l’histoire de la métrique arabe: notes sur la terminologie primitive”, Analecta, Paris 1959, s. 99-119; aynı makale, Arabica, VI, Leiden 1959, s. 132-151.

Nihad M. Çetin