BÂRE SEYYİDLERİ

Hindistan’ın siyasî tarihinde önemli rol oynamış bir sülâle.

Bâre (Bâra-Bârhe) Seyyidleri aslen Iraklı olup ataları Ebü’l-Ferah XIII. yüzyılın sonu veya XIV. yüzyılın başlarında Vâsıt’tan Hindistan’a göç etmiştir. Sülâle nesep itibariyle Hz. Ali’ye dayandırılmaktadır. Bazı kaynaklarda Ebü’l-Ferah’ın 1000 yılında Gazneli Mahmud’la birlikte Hindistan’a geldiği söyleniyorsa da bu rivayet doğru değildir. Muhtemelen Ebü’l-Ferah da diğer seyyidler gibi Moğol istilâsından sonra Irak’ı terkedip Hindistan’a gitmiştir. Bâre Seyyidleri, Ekber Şah zamanında (1556-1605) Muzaffernagar bölgesindeki Dûâb’da sahip oldukları on iki (Hintçe bâre) köyden veya benimsedikleri on iki imamdan dolayı bu adla anılmaktadırlar.

Hindistan’a geldikten sonra Serhend’e yerleşen aile zamanla gelişerek Meerut, Dûâb ve Delhi civarında da nüfuz sahibi olmuştur. Savaş kabiliyetleri ve disiplinleri sayesinde Delhi Sultanlığı zamanında özellikle Seyyidler döneminde (1414-1451) sarayla yakın ilişkiler içerisine girip iltifat ve ihsanlara mazhar olmuşlardır. Daha sonra Bâbürlüler devrinde iyice gelişerek sahip oldukları on iki köy ile bölgenin en önemli toprak sahipleri arasına girmişlerdir. Ekber Şah zamanında özellikle savaşlarda yaptıkları fedakârlıklar ailenin önemini bir kat daha arttırmış ve birçok mensupları mansabdâr* olarak Bâbürlü Devleti’nde oldukça yüksek bir nüfuz ve mevki sahibi olmuşlardır.

Bâbürlüler’e sadakatle hizmet eden Bâre Seyyidleri zaman zaman hânedan üyeleri arasındaki taht kavgalarında bir tarafı tutarak hayli etkili olmuşlardır. Ekber Şah’tan sonra tahta geçen Cihangir hâtıratında ailenin hizmetlerinden sitayişle bahsetmektedir. Bâre Seyyidleri’nin Bâbürlü idaresindeki tesirleri özellikle Evrengzîb’den sonraki karışıklıklar ve taht kavgalarında çok artmıştır. Meselâ Bahadır Şah’ın (1707-1712) başa geçmesinde onların çok büyük rolü olmuştur. Bu sırada sivil, askerî ve idarî mekanizmayı tamamen ele geçiren Bâre Seyyidleri, Ferruh Siyer’den (1713-1719) itibaren dört şahı sırasıyla tahta çıkarmışlar, fakat özellikle Seyyid Hüseyin Ali ve Seyyid Hasan Ali’nin öncülüğünde yönetime kendileri hâkim olmuşlardır.


&&& Ancak bir süre sonra Bâre Seyyidleri’nin yönetimde giderek artan nüfuzlarına karşı ciddi bir muhalefet oluşmaya başladı. Gittikçe organize olan ve Dekken Valisi Nizâmülmülk’ün emrinde hareket eden muhalif grup, Muhammed Şah zamanında Bâre Seyyidleri’ne ağır bir darbe indirerek sülâlenin Bâbürlü idaresindeki etkinliğine son verdi (1720). Aynı yıl Seyyid Hüseyin Ali, iki yıl sonra da Seyyid Hasan Ali öldürüldü.

Bâre Seyyidleri Şiî olmakla beraber bunların Hindistan tarihindeki rolleri dinî olmaktan çok siyasî mahiyet taşımaktadır. Öyle ki Evrengzîb’in saltanatının sonuna kadar Bâre Seyyidleri’nin Sünnî oldukları sanılmaktaydı. Özellikle Evrengzîb’den sonra ön plana çıkmalarında ve taraftar toplamalarında idarî sistemde gerçekleştirdikleri değişikliklerin çok etkisi olmuştur. Meselâ Evrengzîb’in başlattığı ve Hindûlar’dan cizye toplanmasını amaçlayan uygulamaya son vererek Hindûlar’ın desteğini kazanmışlardır. Bahadır Şah zamanında muhtemelen Bâre Seyyidleri’nin tesiriyle ezan Şiî usulüne göre okunmaya başlanmış, ancak şiddetli muhalefet sebebiyle bu usul hemen terkedilmiştir. Sülâlenin bazı mensupları sayıları az da olsa Muzaffernagar bölgesinde varlıklarını bugün de devam ettirmektedirler.

BİBLİYOGRAFYA:

Abdülhay el-Hasenî, Nüzhetü’l-havâtır, VI, 65-68; Bayur, Hindistan Tarihi, II, 317, 348, 350, 352, 355, 368-370, 376, 379, 385, 387, 390, 434, 441; The Tuzuk-i Jahangırı or Memoirs of Jahangır (trc. Alexander Rogers), New Delhi 1978, II, 269; J. N. Hollister, The ShiǾa of India, New Delhi 1979, s. 137-139; P. S. Bedi, The Mughal Nobility under Akbar, Jalandar 1985, s. 27-28; S. A. A. Rizvi, A Socio Intellectual History of the Isna Asharî Shiis in India, Canberra 1986, I, 238; a.mlf., “Barha Sayyids”, EI² Suppl. (İng.), s. 126; C. Collin Davies - Yar Muhammed, “Bâre Seyyid”, UDMİ, III, 918-920.

Azmi Özcan