BAGİRMİ

Orta Afrika’da kurulan eski bir İslâm devleti ve bugün Çad Cumhuriyeti’nde bir bölge.

Çad gölünün güneydoğusu ve Şari nehrinin doğusunda yer alır; bölgenin eski tarihi bilinmemektedir.

XVI. yüzyılın başlarında Bagirmi bölgesinde yaşayan göçebe putperest Kenka (Eoëu∆K) kabilesi, Birni Besi liderliğinde (1522-1536) Çad gölünün 200 km. doğusunda kalan Masinya’da güçlü bir devlet kurdu. İslâmiyet’in bölgede yayılması, XVI. yüzyılın başlarında Fülânî kabilesinden bir şeyhin müridleriyle birlikte hacca giderken Masinya yakınındaki Bidiri’de (Bidden) bir zâviye açmasıyla başladı. Bunun yanında komşu Bornu Devleti’nin de İslâm’ın Bagirmi’ye yayılması ve kökleşmesinde büyük ölçüde katkısı olmuştur. Buradaki faaliyetler sonucunda Müslümanlığı kabul eden Bagirmi Devleti’nin dördüncü hükümdarı Sultan Abdullah Hac (1568-1608) bazı müesseseleri İslâmîleştirmeye çalıştıysa da halk arasında eski putperest inançlar büyük ölçüde yaşamaya devam etti. Mbang unvanını alan Sultan Abdullah monarşik bir yönetimle devletin gücünü arttırdı. Ancak bir ara, İdris Alavma olarak bilinen Bornu Sultanı İdrîs b. Ali (1570-1602) düzenlediği çeşitli seferler sonunda Bagirmi’yi hâkimiyeti altına alarak vergiye bağladı. Fakat bu durum fazla sürmedi, Alavma’nın ölümünden sonra Bagirmi yine istiklâline kavuştu (1603). Bu dö nemde Bornu’dan bir grup din âlimi Bagirmi’ye göç etti.

Barma da denilen Bagirmililer’in halk olarak teşekkül etmesi XVI. yüzyıla rastlar. Kenka kabilesinin bölgedeki diğer yerli kabilelerle ve özellikle Yemen’den gelen Araplar’la karışması sonucu Barma adı verilen bir etnik grup oluştu. Bagirmililer’in çevrede bulunan kabileleri hâkimiyetleri altına alarak genişlemesi, komşuları Bornu ve Veday devletlerinin tepki göstermelerine yol açtı. Bu dönemden sonra Bagirmi’nin tarihi bu devletlerle yapılan mücadelelerle devam etti ve sonunda Bagirmi yine Bornu’nun nüfuzu altında kaldı.

Sultan Muhammed el-Emîn (1751-1785), Bornu hâkimiyetine karşı bağımsızlığını ilân etti ve halkın İslâmiyet’i benimsemesi için gayret gösterdi. Onun zamanında devlet altın çağını yaşadı. XVIII. yüzyılda Bornu’nun bölgedeki hâkimiyeti azalınca Bagirmi güney ve güneydoğuya doğru akınlarda bulundu ve elde ettiği kölelerin ticaretinden oldukça zenginleşti. Muhammed el-Emîn’den sonra gelen Sultan Abdurrahman Gavarang’ın (1785-1806) İslâm’a uymayan hareketleri, Veday Sultanı Abdülkerim Sabûn’un Bagirmi’ye saldırmasına bir bahane teşkil etti. Sultan Sabûn başşehir Masinya’ya girdi ve şehri yağmalayıp halkını köle olarak Veday’a götürdü (1806). Bagirmi bundan sonra Bornu ve Veday arasında cereyan eden mücadelelerden etkilendi. XIX. yüzyılda bu iki devlet Bagirmi’nin kendilerine bağlı olduğunu iddia ettiler ve Bagirmi bazan Bornu, bazan da Veday’ın hâkimiyeti altında kaldı. Her saldırı sırasında halkın köleleştirilmesi Bagirmi’yi bir köle kaynağı haline getirdi.

Bagirmi Devleti XIX. yüzyıl ortalarında, biri başşehir Masinya bölgesinde Barmalılar, Çad Arapları ve Fülânîler’den oluşan toplulukların oturduğu ve merkeze bağlı olarak yönetilen, diğeri güneyde bulunan ve yıllık vergi ödeyerek muhtariyet kazanmış etnik grupların oturduğu bölge olmak üzere iki yönetim bölgesine ayrıldı. Bu yüzyılda sürekli savaşlar Bagirmililer’i ticaret ve ziraat merkezi olan şehirlerinin etrafını surlarla çevirmeye sevketti. Devletin başında bulunan Osman Burkomanda (1807-1846), Abdülkadir (1846-1858) ve oğlu Muhammedu’nun (Ebû Sikkîn, 1858-1870; 1882-1894) Bornu ve Vedaylar’a karşı bağımsızlık


çabaları sonuçsuz kaldı; 1870’te ülke Vedaylar tarafından tekrar işgal edilip yağmalandı. Bu dönemde İslâmî anlayışın zayıflaması üzerine Sokotolu bazı müslüman âlimler bölgeye gelerek irşad faaliyetlerinde bulundular.

Ebû Sikkîn’in yerine Bagirmi sultanı olan II. Gavrang, Bornu’yu hâkimiyeti altına alan Râbih b. Zübeyr’in hücümlarına mâruz kaldı. 4 Şubat 1894 tarihinde Fransa ile Almanya arasında imzalanan ve Çad gölü çevresinin paylaşılmasını sağlayan bir antlaşmaya göre Bagirmi Fransız nüfuz alanına bırakıldı. Bu durum karşısında Gavrang Fransa ile mecburen bir himaye antlaşması yaptı (1897) ve buna şiddetli tepki gösteren Râbih’in Bagirmi’yi işgale yönelmesi üzerine kendi eli ile başşehri Masinya’yı yaktı. Himaye antlaşması gereği Fransızlar Râbih’i Bagirmi’den çıkarmak için saldırıya geçtiler ve 1900’de onu yenerek bölgenin tamamını kontrolleri altına aldılar. 1903’te imzalanan yeni bir antlaşma ile sultan, Şari nehrinin sol tarafındaki topraklar üzerinde hâkimiyet iddiasından ve köle ticaretinden vazgeçti.

Bagirmi 1910’da Fransız Ekvatoral Afrikası’nın sınırları içinde kaldı ve Fransızlar burayı I. Dünya Savaşı sırasında Kamerun’da bulunan Almanlar’a karşı bir üs olarak kullandılar. Bundan sonra Bagirmi Fransızlar’ın Çad askerî bölgesinin kontrolüne girdi, ancak yerli yöneticiler tarafından idare edildi. Gavarang ölünce yerine Abdülkadir (1918-1935) geçti. Bagirmili liderler Çad’ın bağımsızlık öncesi ve sonrasında önemli roller üstlendiler.

Bugün Çad Cumhuriyeti’nde Şari-Bagirmi olarak bilinen bölgenin yüzölçümü 82.910 km², nüfusu 719.000’dir (1984). Bozkır bitki örtüsünde bir plato olan bölge yarı kurak sayılmasına rağmen güneye doğru çok verimlidir. Bu topraklarda darı, susam, çeltik ve pamuk üretimi yapılır. Bölge arıcılıkta ve sığır, devekuşu yetiştirilmesinde Çad genelinde önemli bir yere sahiptir.

BİBLİYOGRAFYA:

H. Barth, Travels and Discoveries in North and Central Africa (1849-1855), Gotha 1858, III, 410, 432; Kamûsü’l-a‘lâm, II, 1204-1205; G. Nachtigal, Sahara und Sudan, Graz 1967, II, 539-765; H. D. Nelson - M. Dobert, Area Handbook for Chad, Washington 1967, s. 28-29, 59, 60; H. Deschamps, Keşifler Tarihi (trc. Tanju Gökçöl), İstanbul 1974, s. 85, 86; a.mlf., L’Afrique Noire Precoloniale, Paris 1976, s. 74; The Cambridge Encyclopedia of Africa (nşr. Roland Oliver), London 1987, s. 79, 470; P. B. Clarke, West Africa and Islam, London 1982, s. 104-105, 159-160; Abdurrahman Ömer el-Mâhî, Teşâd, Kahire 1982, s. 17; R. V. Weekes, Muslim Peoples, Westport 1984, II, 109-113; J. S. Trimingham, A History of Islam in West Africa, Oxford 1985, s. 136-138, 213-215; Mahmûd Şâkir, Teşâd, Dımaşk 1408/1988, s. 41-42; Humphrey Fisher, “Batı ve Merkezi Sudan ile Doğu Afrika (trc. Kemal Kahraman)”, İslâm Tarihi Kültür ve Medeniyeti, İstanbul 1989, III, 245, 259-261; Bustânî, DM, V, 116; Muhammed Salih Muhammed Eyyub, “Cüzûrü’s-sekafeti’l-ǾArabiyye fî vasati İfrîkıyâ”, es-Sekafü’l-ǾArabiyye, sy. 11-12, Trablus 1989, s. 48-61; R. Capot-Rey, “Bagirmi”, EI² (İng.), I, 910.

Rıza Kurtuluş