BÂDÎ

البادي

Mânevî halin belirtisi ve başlangıcı olmak üzere sâlikin içine doğan gelip geçici hisler için kullanılan bir tasavvuf terimi.

Sâlikin haline göre zaman zaman kalbinde zuhur eden tecelliler ve murakabe anında gönlünde meydana gelen hitap ve ilham niteliğindeki müşahede parıltıları tavârik, tavâli‘, levâmi‘, levâih, kadih, vâkı‘ ve bâdî (çoğulu bevâdî) gibi adlarla anılır. Sühreverdî bütün bu kelimelerin birbirine yakın anlamlar taşıdığını söyler.

Kalpteki bütün tecellileri ortadan kaldırarak onların yerine geçen ilâhî tecelliye “bâdî bilâ-bâdî” veya “Hak bâdîsi” denilir. İbrâhim el-Havvâs’ın, “Zuhur eden Hakk’ın bâdîsi diğer bâdîlerin hepsini yok eder” sözü bunu anlatır. Mutasavvıflar, “Şüphesiz ilk baştan yaratan ve tekrar yaratacak olan O’dur” (el-Burûc 85/ 13) meâlindeki âyetin ilâhî tecelliye işaret ettiğini söylerler.

BİBLİYOGRAFYA:

Serrâc, el-Lüma, s. 418, 430; Baklî, Şerh-i Şathiyyât, s. 548, 616; Sühreverdî, Avârifü’l-maârif, Beyrut 1966, s. 529; Hasan eş-Şerkavî, MuǾcemü elfâzi’s-sûfiyye, Kahire 1986, s. 69.

Süleyman Uludağ