ÂZÂD-ı BİLGRÂMÎ

آزاد بلكرامي

Mîr Gulâm Alî b. Nûh el-Hüseynî el-Vâsıtî el-Bilgrâmî (ö. 1200/1786)

Hindistanlı âlim ve şair.

Âzâd ve Hassânü’l-Hind lakaplarıyla meşhurdur. 18 Haziran 1704’te Leknev’e bağlı Bilgram kasabasında pek çok ilim adamı yetiştirmiş bir ailede doğdu. Soyu, Hz. Hüseyin’in torunu Zeyd b. Ali’ye


dayanmakta olup büyük dedeleri Emevîler’in zulmünden kaçarak Hindistan’a yerleşmişlerdir. İlk öğrenimini memleketinde tamamladı. 1721’de tahsil için, ana tarafından dedesi meşhur âlim ve dört dilde (Arapça, Farsça, Türkçe ve Hintçe) şair olan Abdülcelîl-i Bilgrâmî’nin yaşadığı Şahcihanâbâd’a gitti ve ondan Arapça, hadis ve siyer öğrendi. Orada iki yıl kaldıktan sonra Bilgram’a döndü. Dayısı Muhammed b. Abdülcelîl’den aruz, kafiye ve edebî ilimleri okudu. 1730’da dayısı Mîr Muhammed’in ordu vak‘anüvisliği yaptığı Sihvan’a (Sivîstan) gitti. Burada dayısının nâibi olarak dört yıl kaldı. 1734 yılında önce Delhi’ye, sonra da Bilgram’a döndü. Bu seferi sırasında Hazîn-i Lâhîcî ve Vâlih-i Dağıstânî gibi şairlerle görüştü. Mekke ve Medine’ye giderek iki yıl kaldı (1738). Medine’de Şeyh Muhammed Hayât es-Sindî’den Sahîh-i Buhârî’yi okudu ve Kütüb-i Sitte’den icâzet aldı. Hindistan’a döndüğünde (1739) Evrengâbâd şehrine yerleşti. 1745’te müstakbel Haydarâbâd nizamı Nevvâb Nizâmüddevle Âsafcâh’la karşılaştı ve ondan malî yardım gördü. Bununla beraber Âzâd hiçbir zaman onun sarayına girip kendisi için kaside yazmadı. Âzâd aynı zamanda Haydarâbâd başveziri Samsâmüddevle Şahnevâz Han’la da çok iyi dosttu. Adı geçen başvezirin 1757’de gözden düşmesi üzerine ona yeniden eski itibarını kazandıran yine Âzâd oldu. Hatta Samsâmüddevle’nin katlinden sonra onun tamamlanmamış Meǿâsirü’l-ümerâǿ adlı eserini yok olmaktan kurtarıp bastıran da Âzâd’dır. 1764’te Haydarâbâd’dan Evrengâbâd’a döndü ve burada Şah Müsâfir Gucdüvânî’nin türbesinde zâhidâne bir hayat sürdü ve resmî görev kabul etmedi.

Şiirlerini daha çok ilkbahar aylarında yazan Âzâd Arapça, Farsça eserler verdi. Kendisinden önce hiçbir Hintli şair Arapça divan tertip etmemiş ve onun kadar Arapça şiir söylememiştir. Belki de bu sebeple şiirlerinde zaman zaman kendini övmüş, diğer şairlerden üstün olduğunu söylemiştir. Edebiyat tenkitçileri de Âzâd’ın şiirlerini emsalinden üstün görür ve o devirde Hindistan ile Arap âlemi arasında bir yakınlık bulunmadığı için lâyık olduğu şekilde tanınmadığını belirtirler. Hint ve Sanskrit şiirindeki teşbihi ve diğer edebî sanatları Arap şiirine ilk sokan şair olarak da bilinmektedir. Gazel ve kasidelerinde Hz. Peygamber’i övdüğü için kendisine Hassânü’l-Hind (Hindistan’ın Hassân b. Sâbit’i) ve Meddâhu’n-nebî lakapları verilmiştir.

Âzâd-ı Bilgrâmî Evrengâbâd’da vefat etti ve Ravza denilen yere defnedildi.

Arapça Eserleri. 1. Sübhatü’l-mercân fî âsâri Hindistân (Bombay 1303/1886, taş baskı). Müellifin en meşhur eseri olup bazı müstakil kitaplarını da ihtiva etmektedir. Bunlardan biri, Hindistanlı âlim ve kelâmcılardan kırk dört kişinin hal tercümeleriyle beraber Hz. Peygamber’in methine dair şiirlerini de ihtiva eden Tesliyetü’l-fuâd’dır. Eserde yer alan ikinci kitabı, tefsir kitaplarıyla hadis şerhlerinden Hindistan’la ilgili bilgileri toplayarak meydana getirdiği Şemmâmetü’l-anber fîmâ verede fi’l-Hind min seyyidi’l-beşer adlı eseridir. Sübhatü’l-mercân’da ayrıca Arap ve Hint dillerinde belâgat ile Hintliler’e ve Araplar’a göre sevgi konusuna dair birer bölüm bulunmaktadır. 2. Dîvân. 3000’den fazla beyit ihtiva eden üç ciltlik bir eserdir (Haydarâbâd 1300-1301/1882-1883). 3. Muhtâru Dîvânı Âzâd. Yazarın es-Sebatü’s-seyyâre adıyla anılan yedi şiir divanından seçilen şiirleri muhtevidir (Leknev 1328/1910). 4. Davü’d-derârî şerhu Sahîhi’l-Buhârî. Haremeyn’de bulunduğu dönemde Kastallânî’nin Sahîh-i Buhârî şerhinden “Kitâbü’z-Zekât”ın sonuna kadar hulâsa ettiği tamamlanmamış bir eserdir. Kitabın müellif hattı nüshası, Sıddık Hasan Han’ın oğlu Seyyid Nûrü’l-Hasen’in kütüphanesinde bulunmaktadır. 5. Mazharü’l-berekât. Âzâd’ın ömrünün son yıllarında mesnevî tarzında yazdığı tasavvufî ve ahlâkî mahiyetteki şiirlerdir. 6. Keşkûl. Eserin müellifin el yazısıyla olan nüshası Haydarâbâd Âsafiyye Kütüphanesi’ndedir. 7. Şifâǿü’l-alîl fi’l-ıslâhâti alâ ebyâti ebi’t-Tayyib el-Mütenebbî. 1197 yılında kaleme aldığı bu eserde Mütenebbî’nin şiirlerinde gördüğü hataları tashih etmeyi hedef almıştır. Kitap N. Ahmed el-Fârûkı tarafından Sekafetü’l-Hind mecmuasında yayımlanmıştır (Delhi 1984, XXXV, sy. 3-4).

Farsça Eserleri. 1. Meǿâsirü’l-kirâm fî târîhi Bilgrâm. Bilgramlı mutasavvıflar hakkında yazılmış muteber bir kaynaktır (Agra 1910, taş baskı). 2. Hizâne-i Âmire. 135 kadar İranlı eski ve yeni şair hakkında kısa bilgiler ihtiva eden alfabetik bir eserdir (Cavnpûr 1871, 1900). 3. Serv-i Âzâd. Hindistan’da Farsça ve Urduca şiir söyleyen 143 şairin biyografisini veren bir eserdir (Lahor 1913). 4. Senedü’s-saâdât fî hüsni hâtimeti’s-sâdât. Hz. Pey gamber’in soyundan gelen kimselerin faziletiyle âkıbetlerinden bahseden bu kitap Bombay’da basılmıştır (1865). 5. Şecere-i Tayyibe. Bilgram’da yetişen mutasavvıfların hayatına dairdir. 6. Ravzatü’l-evliyâ. Âzâd’ın gömülmüş olduğu Ravza adlı kabristanda yatan dokuz zat ile kendisinin hal tercümesini ihtiva eden bu eser de basılmıştır (Evrengâbâd 1892). 7. Yed-i Beyzâ. Farsça yazan 532 şairin hal tercümelerini ihtiva etmektedir. 8. Dîvân. Farsça gazel, rubâi ve kıtalarını ihtiva etmektedir. Diğer Farsça şiirleri Serâpâ-yı Maşûk, ve Dilkeşnâme adlı eserlerinde bulunmaktadır.

BİBLİYOGRAFYA:

Sıddık Hasan Han, Ebcedü’l-ulûm, Beyrut, ts. (Dârü’l-Kütübi’l-ilmiyye), III, 250-252; Zübeyd Ahmed, el-Âdâbü’l-ǾArabiyye, s. 198-200, 217-220, 246-252, 298-299; Brockelmann, GAL Suppl., II, 600-601; Abdülhay el-Hasenî, Nüzhetü’l-havâtır, VI, 201-205; Ziriklî, el-AǾlâm, V, 314; Abdülmaksûd Muhammed Şalkamî, “Hassânü’l-Hind Gulâm Alî Âzâd”, Mecelletü’l-Ezher, XLVIII/9-10, Kahire 1976, s. 1472-1482, 1707-1720; XLIX/3 (1977), s. 496-509; Fazlurrahmân en-Nedevî, “Gulâm Alî Âzâd el-Bilgrâmî”, Sekafetü’l-Hind, XXXVIII/3-4, Delhi 1987, s. 128-136; “Gulâm Ali”, İA, IV, 823-824; A. S. Bazmee Ansari, “Azad Bilgramı”, EI² (İng.), I, 808; a.mlf., v.dğr., “Âzâd-ı Bilgrâmî”, UDMİ, I, 104-110; M. Sıddiqi, “Azad Belgramı”, EIr., II, 171-173; Rızâ Rızâzâde, “Âzâd-ı Bilgrâmî”, DMBİ, I, 317-319.

İsmail L. Çakan