ATIYYE b. ESVED

عطيّة بن الأسود

(ö. 75/694)

Hâricîler’in önde gelenlerinden, Ataviyye kolunun reisi.

Benî Hanîfe kabilesindendir. Sicistan ve Horasan’da Hâricîliğin yayılması için büyük gayretler gösterdi. Yezîd b. Muâviye’nin hilâfeti sırasında, Ezârika’nın reisi Nâfi‘ b. Ezrak’la birlikte Emevîler’e karşı isyan etti. Ancak Nâfi‘ b. Ezrak’ın, kendilerinden olsalar bile, Hâricîler’in bulunduğu yere hicret etmeyerek Emevî yönetimi altında yaşamayı kabullenenleri (kaade*) tekfir etmesi, muhaliflerinin kadın ve çocuklarının öldürülmesini helâl sayması üzerine Ezârika’dan ayrılarak kendisi gibi düşünen bazı Hâricî reisleriyle birlikte Yemâme’ye gittiler. Yolda ordusuyla birlikte Ezârika’ya katılmak isteyen Necde b. Âmir’le karşılaştılar ve kendisini Ezârika’nın doğru yoldan ayrıldığı noktasında ikna ederek tekrar Yemâme’ye dönmesini sağladılar. Böylece Necde’yi Ezârika’ya katılmaktan vazgeçirip emîrü’l-mü’minîn ilân ettiler ve kendisine biat ettiler.

Daha sonra Uman’da Abbâd b. Abdullah’a karşı gönderilen Necedat ordusunun kumandanlığına tayin edilen Atıyye kesin bir galibiyet elde ederek Abbâd’ı öldürdü; asayişi temin için aylarca burada kaldı. Ancak Uman dönüşü, Atıyye b. Esved ile Necde b. Âmir arasında bazı ihtilâflar çıktı. Meselâ Necde’nin kara ve deniz seferi yapan birliklere farklı tahsisat vermesi, bilgisizlikleri yüzünden bazı haramları işleyenlerin mâzur sayılacaklarını ileri sürmesi gibi hususlar, başlıca ihtilâf konularını teşkil ediyordu. Atıyye, Necde ile anlaşamayacağına kanaat getirince daha önce savaştığı Uman’a döndü. Fakat Uman’da şartlar değiştiği için fazla kalamadı ve deniz yoluyla Kirman’a geçti. Burada hâkimiyet kurarak kendi adına para bastırdı. Üzerine gönderilen Emevî kumandanı Mühelleb’in ordusu karşısında tutunamayıp önce Sicistan’a, daha sonra Sind’e kaçtıysa da Kandâbîl’de Mühelleb’in askerleri tarafından yakalanarak öldürüldü.

Her ne kadar Necde b. Âmir’le ihtilâfa düştüğünde Kirman ile Sicistan’daki ikameti sırasında kendisine tâbi olanlar “Ataviyye” diye anılmışsa da Atıyye’nin Hâricîler içinde kendisine has görüşlere sahip olduğu tesbit edilememiştir.

BİBLİYOGRAFYA:

Taberî, Târîħ (Ebü’l-Fazl), V, 566; Eş‘arî, Makālât (Abdülhamîd), I, 92-93; Bağdâdî, el-Fark, (Abdülhamîd), s. 88; İsferâyînî, et-Tebsîr, s. 30; Şehristânî, el-Milel (Kîlânî), I, 123; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, IV, 203, 205.

Mustafa Öz