ASKERÎ, Hasan b. Abdullah

حسن بن عبد الله العسكري

Ebû Ahmed el-Hasen b. Abdillâh b. Saîd el-Askerî (ö. 382/992)

Muhaddis, Arap dili ve edebiyatı âlimi.

293 (906) yılında Hûzistan bölgesindeki Askerimükrem’de doğdu. Hemen bütün hayatını burada geçirdiği için Askerî nisbesiyle anıldı. İlk hocaları babası ile devrinin tanınmış muhaddisi Abdan el-Ahvâzî el-Askeridir. Daha sonra ilmini ilerletmek için Bağdat, Basra ve özellikle


de İsfahan’a seyahatler yaptı. Buralarda İbn Düreyd, Ebü’l-Kâsım el-Begavî, İbn Ebû Dâvûd es-Sicistânî, Niftaveyh ve İbn Cerîr et-Taberî gibi seçkin hocalardan ders aldı. Daha sonra Askerimükrem’e döndü ve oraya yerleşti. Çeşitli ilim dallarındaki derin bilgisi ve dirayetinin yanında üstün şahsiyeti ve faziletiyle de tanındı. Hadis ve edebiyat alanında Hûzistan bölgesinin en yetkili âlimi oldu. Ebû Nuaym el-İsfahânî, Ebû Sa’d el-Mâlînî ve Ahmed b. Muhammed b. Zencûye gibi büyük âlimler kendisinden hadis rivayet ettiler. Tanınmış talebelerinden biri olan Ebû Hilâl el-Askerî, eserlerinde yaptığı nakillerle onun daha fazla tanınmasına yardım etti. Büveyhoğullan’nın âlim veziri Sâhib b. Abbâd’ın görüşme tekliflerini yaşlılığını ileri sürerek geri çevirmişti. Vezirin Askerimükrem’e gelmesi üzerine ilerlemiş yaşına rağmen konakladığı yere giderek onu ziyaret etti. AǾyânü’ş-ŞîǾa müellifi, Sâhib b. Abbâd’ın onunla görüşme hususundaki aşırı arzusunu, Askerînin Şiî olduğunu gösteren delillerden biri kabul etmektedir (AǾyânü’ş-ŞîǾa, V, 146). Ebû Ahmed el-Askerî’nin biyografisini veren kitaplardan hiçbiri onun Şiîliğinden söz etmediğine göre bu iddianın sağlam bir esasa dayanmadığı anlaşılmaktadır.

İlmî faaliyetlerinin yanı sıra kumaş ticaretiyle de meşgul olan Askerî, yaklaşık doksan yaşlarında Askerimükrem’de öldü.

Eserleri. 1. Kitâbü’t-Taşhîf ve’t-tahrîf. Az rastlanan ve anlaşılması güç olan terimlerle hadis ve şiirlerde geçen ve nâkilleri tarafından hatalı rivayet edilen özel isimler hakkında bilgi veren bir eserdir. Kahire’de 1908 yılında 113 sayfalık bir bölümü Şerhu mâ yekaǾu fîhi’t-Taşhîf ve’t-tahrîf (Serkîs’e göre ise et-Taşhîf ve’t-tahrîf ue şerhu mâ yeka’u fîh) adıyla yayımlanan eserin tamamı Abdülaziz Ahmed tarafından Kahire’de 1963 yılında neşredilmiştir. 2. Taşhîfâtü’l-muhaddişîn fî ğarîbi’î-hadîs. Kitâbü’t-Taşhîf’in bir bölümü mahiyetinde olan eser, Kur’ân-ı Kerim’in ve hadislerin yazılışı sırasında yapılan hatalar (tashîf) ile bu hataları nesilden nesile aktaranlara dairdir. İbnü’l-Esîr’in en-Nihâye fî ğarîbi’l-hadîş adlı eserinin kenarında (Kahire 1311) ve ayrıca Taşhîfâtü’l-muhaddişîn adıyla müstakil olarak (Kahire 1904) yayımlanmıştır. Ahbârü’l-muşahhifîn diye anılan ve filologların isimlerde, âyet ve hadislerle resmî yazılarda yaptıkları yanlışlara dair bazı rivayetleri ihtiva eden kitabı bu eserden iktibas suretiyle meydana getirilmiş olmalıdır. 3. Kitâbü’l-Maşûn. Çeşitli edebî konulan ele alan bu eseri Abdüsselâm Hârûn Kuveyt’te 1960 yılında neşretmiştir. 4. Risale fi’t-tafzîl beyne belâğateyi’l-ǾArab ve’l-ǾAcem. Bu eser et-Tuhfetü’l-behiyye’nin içinde (s. 213-221) İstanbul’da 1302’de yayımlanmıştır. 5. el-Hikem ve’l-emşâl. Hadislerle onların şerhine dair olan bu eser, Kādî Abdülcebbâr’ın Teşbîtü delâǿili’n-nübüvve’de (II, 644) 1000 vasiyeti ihtiva ettiğini söylediği eser olmalıdır.

Diğer başlıca eserleri de şunlardır: Ki-tâbü’z-Zevâcir ve’l-mevâǾiz. Her ne kadar Brockelmann bu eserin Köprülü Kütüphanesi’ nde (nr. 730) bulunduğunu söylüyorsa da, oradaki eser İbn Hacer el-Heysemi’nin ez-ZevâcirǾan iktirâfi’l-kebâǿir’idir. Kitâbü ŞınâǾati’ş-şiǾr {Kitâbü ŞınâǾateyi’n-nazm ve’n-neşr), Kitâbü Râhati’l-ervâh, Kitâbü Taşhîhi’l-vücûh ve’n-nezâ’ir, Kitâbü’l-Muhtelif ve’l-müǿtelif {fî müstebihi esmâǿi’r-ricâl), Kitâbü Mâ lahane fîhi’l-havâş mine’l-Ǿulemâǿ Kitâbü RebîǾi’l-ebrâr, Kitâbü’ş-Şahâbe, Kitâbü’l-BediǾ, Kitâbü’l-Mantik, Kitâbü’l-Emâlî.

BİBLİYOGRAFYA:

Kâdî Abdülcebbâr, Teşbîtü delâǿili’n-nübüvve (nşr. Abdülkerîm Osman), Beyrut, ts., II, 644; Sem’ânî, el-Ensâb, VIII, 452-453; Yâkūt MuǾcemü’l-üdebaǿ, VIII, 233-258; İbnü’l-Kıfti, İnbâhü’r-ruvât, I, 310-312; İbn Hallikân, Vefeyât, II, 83-85; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XVI, 413-415; Safedî, el-Vafi XII, 76-78; Süyûtî, Buğyetül-vuǾât, I, 506; Keşfüz-zunûn, I, 233, 411, 675, 829; II, 956, 1404, 1464, 1637; Hediyyetul-Ǿarifin, I, 272-273; Kettânî, er-Risâletül-müstetrafe, s. 119; Serkîs, Mu‘cem, II, 1327; Brockelmann, GAL, I, 131-132; Suppl., I, 193; a.mlf., “Askerî”, İA, I, 677-678; C. Zeydân, Adâb (Dayf), II, 353; Müneccid, Mu‘cem, I, 95; Ömer Ferrûh, Târîhu’l-edeb, II, 543-544; AǾyânü’ş-ŞîǾa, V, 145-148; Ziriklî, el-AǾlâm (Fethullah), II, 196; Sezgin, GAS, VIII, 181-182, ayrıca bk. II, 85, 106; IX, 180; Yûsuf Hüseyin Bekkâr, “el-Maşûn fi’l-edeb”, MMLA, XIX/2 (1973), s. 383-387; J. W. Fück, “al-ǾAskari”, EI² (İng.), I, 712.

Ahmet Turan Arslan