ÂSIM b. ÖMER b. HATTÂB

عاصم بن عمر بن الخطّاب

Ebû Ömer (Ebû Amr) Âsım b. Ömer b. el-Hattâb el-Kureşî el-Adevî (ö. 70/689)

Hz. Ömer’in oğlu, sahâbî.

Annesi Medine’de Hz. Peygamber’e ilk biat eden kadın sahâbîlerden Cemîle bint Sâbit el-Ensâriyye’dir. Emevî Halifesi Ömer b. Abdülazîz’in anne tarafından dedesi olan Âsım’ın bazı kaynaklarda Hz. Peygamber’in vefatından iki yıl önce (630) doğduğu, bazılarında ise hicretin 6. yılında (628) dünyaya geldiği kaydedilmektedir.


Âsım’ın ilk çocukluk yılları, Hz. Ömer’den boşandıktan sonra Abdurrahman b. Yezîd’le evlenen annesinin yanında geçti. Henüz dört (veya sekiz) yaşlarında iken, Kubâ’ya gelen Hz. Ömer onu alıp götürmek istedi. Ancak Âsım’ın anneannesi Şemûs bint Ebû Âmir buna engel olmaya çalışınca Ömer halifeye başvurdu. Her iki tarafı da dinleyen Hz. Ebû Bekir, Âsım’ın ninesine verilmesini uygun gördü; Ömer de karara uymak zorunda kaldı (el-Muvatta, “Vasiyyet”, 6). Âsım ilk çocukluk yıllarından sonra Hz. Ömer’in himayesinde yetişmiş ve onun tarafından evlendirilmiştir. Babasından hadis rivayet ettiği bilinen Âsım’dan iki oğlu Hafs ve Ubeydullah ile Urve b. Zübeyr rivayette bulunmuşlardır. Âsım’ın rivayet ettiği bir hadis Ahmed b. Hanbel’in Müsned’inde yer almıştır (III, 478).

Bütün kaynaklar Âsım b. Ömer’in uzun boylu, iri yapılı, son derece asil, cömert, hiç kimseyi incitmeyen ve kimsenin aleyhinde bulunmayan bir kişi olduğunu kaydetmektedir. Ağabeyi Abdullah b. Ömer kendisine sövüp hakaret etmeye yeltenen birine, “Ben ve kardeşim Âsım kimseye sövmeyiz” derken onun üstün ahlâkını belirtmiştir. Şairliği ve güzel konuşmasıyla da tanınırdı. Rebeze’de öldüğü zaman ondan üç yıl sonra vefat edecek olan ağabeyi Abdullah, şair Mütemmim b. Nüveyre’nin, “Âh, ölüm (Âsım’ı) aramızdan almasaydı da birlikte yaşasaydık yahut beraber ölseydik” anlamındaki bir beytini okuyarak derin üzüntüsünü dile getirmiştir.

BİBLİYOGRAFYA:

el-Muvattaǿ, “Vasiyyet”, 6; Müsned, III, 487; İbn Sa‘d, et-Tabakat, V, 15, ayrıca bk. İndeks; Halîfe b. Hayyât, et-Tabakat (Ömerî), II, 588; Buhârî, et-Târîhu’l-kebîr, VI, 477; İbn Kuteybe, el-MaǾârif (Ukkâşe), s. 187-188; Taberî, Târîħ (de Goeje), II, 642; İbn Abdülber, el-İstîǾâb, III, 136-137; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-gabe, III, 115; Nevevî, Tehzîb, I/1, s. 255; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, IV, 97-100; İbn Hacer, el-İsâbe, III, 56; a.mlf., Tehzîbü’t-Tehzîb, V, 52-53.

M. Yaşar Kandemir