ALÂEDDİN ARABÎ EFENDİ

(ö. 901/1496)

Osmanlı şeyhülislâmı.

Halep’te doğdu, bu sebeple Arabî lakabıyla meşhur oldu. Halep’teki tahsilinden sonra Osmanlı ülkesine geçerek Edirne’ye gitti. Molla Gürânî’nin derslerine devam etti, zamanla aralarında sıkı bir dostluk meydana geldi. Ayrıca bir süre Hızır Bey’in hizmetinde bulundu ve talebesi oldu. Edirne Dârülhadis müderrisi Fahreddîn-i Acemî’ye muîd* olarak göreve başladı. Daha sonra Bursa Kaplıca Medresesi’ne müderris tayin edildi. Bu arada Halvetiyye tarikatı ileri gelenlerinden Şeyh Alâeddin Ali’ye intisap etti. Şeyhin bazı hareketleri hoş karşılanmayarak Manisa’ya sürülmesi üzerine, şeyhi müdafaa edip yanından ayrılmak istemeyince o da birlikte sürüldü. Burada Şehzade Mustafa’nın himayesini gördü. Onun aracılığıyla bir süre sonra affedilerek Sahn-ı Semân’a müderris oldu. Fâtih Sultan Mehmed, saltanatının sonlarına doğru kendisine seksen akçe yevmiye tayin etti. II. Bayezid bazı vezirlerin dedikodusu üzerine yevmiyesini elli akçeye düşürdü ise de kısa bir müddet sonra tekrar yükseltti. Receb 900’de (Nisan 1495) yüz akçe yevmiye ile şeyhülislâm oldu. Bir yıl kadar bu görevde kaldı; Nisan 1496’da öldü. Eyüp’te İdris Köşkü yolu üzerine defnedildi. Tefsir ve fıkıh alanında geniş bilgi sahibi olmakla birlikte herhangi bir eseri bilinmemektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

Âşıkpaşazâde, Târih, s. 223; Mecdî, Şakaik Tercümesi, s. 171-176; Mahmûd el-Kefevî, Ketâibü alâmi’l-ahyâr min fukahâi mezhebi’n-Numân el-muhtâr, Süleymaniye Ktp., Reîsülküttâb, nr. 690, vr. 369ª-370b; Hoca Sâdeddin, Tâcü’t-tevârîh, İstanbul 1279-80, II, 67; Bedâyiu’l-vekayi, Moskova 1961, s. 503; Devhatü’l-meşâyih, s. 12-14; Sicill-i Osmânî, III, 387; İlmiyye Salnâmesi, s. 339-340; R. C. Reep, The Müfti of Istanbul, Oxford 1986, s. 174-187.

Mehmet İpşirli