AK (Benî Ak)

بنو عك

Ak b. Udsân’ın soyundan gelen eski bir Arap kabilesi.

Akk lugatta “rüzgârsız, sıcak ve bunaltıcı hava” anlamına gelir. Muhtemelen bulundukları çevrenin havasıyla ilgili olarak bu adı alan Benî Akk’in Kahtânîler’e mensup oldukları söylendiği gibi, Adnân evlâdından olduğu hakkında da bazı rivayetler vardır. Kâbe’yi çırılçıplak tavaf eden kabilelerden biri idi. Milâdî VII. yüzyılın başlarında, Yemen’in Tihâme yöresindeki Mevr vadisinden Sürdüd’ün ötesindeki Vâdiisehâm’a kadar uzanan sahada (Lühayye ile Hüdeyde arasında) Eş‘arîler’le birlikte yaşayan Benî Ak çoğunlukla aynı reis tarafından idare edilmişlerdi. Mekke’nin fethinden sonra, Hz. Peygamber Benî Akk’e kendilerinden birinin vali olmasını uygun buldu ve Tâhir b. Ebû Hâle’yi vali tayin etti. Muâz b. Cebel’i de Kur’an öğretmek için gönderdi. Hz. Peygamber’in ölümünden sonra ilk irtidad hareketi Benî Ak ve Eş‘arîler arasında görüldü. Sahil yolu üzerinde A‘lâb denilen yerde toplanarak isyan eden Benî Ak, Eş‘arîler ve dağınık halde yaşayan bir kısım bedevîler tarafından da destekleniyordu. Tâhir b. Ebû Hâle, bu durumu Hz. Ebû Bekir’e bir mektupla bildirdikten sonra üzerlerine yürüdü. Yapılan savaşta Benî Ak ve müttefikleri kesin bir yenilgiye uğratıldı. Benî Akk’in burada toplanan grubu ile onlara katılanlar irtidad ettikleri için bu tarihten itibaren “Ehâbis” (kötü insanlar) adıyla anılmaya başlandı ve bu yola da “Ehâbis yolu” denildi.


Mısır’ın fethinde Amr b. Âs’ın yanında yer alan Benî Ak, Sıffîn Savaşı’nda Muâviye’yi desteklemiş ve Hz. Ali’nin meşhur kumandanı Mâlik el-Eşter’e karşı savaşmışlardır. 64 (683) yılında meydana gelen Harre Savaşı’nda ve Haccâc’ın Abdullah b. Zübeyr’i muhasarasında (73/692) Emevîler’in safında yer almışlardır.

BİBLİYOGRAFYA:

Ezrâkī, Ahbâru Mekke (Melhas), I, 182; Belâzürî, Ensâb, I, 13; Taberî, Târîħ (Ebü’l-Fazl), III, 318, 320-321; İbn Haldûn, el-İber, Bulak 1284 → Beyrut 1399/1979, II, 299; Kalkaşendî, Nihâyetü’l-ereb, Beyrut 1405/1984, s. 332; Tâcü’l-Ǿarûs, “hbs” ve “Ǿakk” md.leri; Cevad Ali, el-Mufassal, I, 390-391; Kehhâle, MuǾcemü kabâǿili’l-Arab, Beyrut 1402/1982, II, 802; Reckendorf, “Akk”, İA, 249-250; W. Caskel, “Akk”, EI² (İng.), I, 340-341.

Ahmet Lütfi Kazancı