ÂİŞE el-MENNÛBİYYE

عائشة المنوبية

Âişe bint İmrân b. Süleymân el-Mennûbiyye (ö. 655/1257 [?])

Seyyide diye tanınan Tunuslu bir kadın sûfî.

Tunus şehrinin 8 km. batısındaki Mennûbe köyünde doğdu. Yaşadığı devirde Tunus’a hâkim olan Hafsî hânedanı ve Mennûbe köyü hakkında bilgi veren kaynaklar, Seyyide Âişe’den bahsetmezler. Mennûbe Camii imamının kaleme aldığı menâkıb mecmuasından faydalanılarak hayatı hakkında küçük bir menkıbevî eser yazılmıştır. Bu esere göre, Âişe’nin daha çocuk denilecek yaşlarda tasavvufa yatkın olduğu görülmüş, sonraları mânevî hayatı gelişip zenginleşerek kendisinden kerametler zuhûr etmeye başlamıştır. Ailesi tarafından amcasının oğlu ile evlendirilmek istendiğinde zâhidâne bir tavırla bu evliliğe karşı çıkmış, Tunus’a kaçarak Bâbülgürcânî dışındaki bir kervansaraya sığınmış, eliyle eğirdiği ve dokuduğu yünle geçinmiştir. Ebû Hasan eş-Şâzelî’ye intisap eden Mennûbiyye’nin kendisi için hiçbir şey biriktirmeyip elindekini fakirlere dağıttığı, yanındaki bir dirhemi bağışlamadan yattığında, “Bugün kulluğumuz noksandır” dediği nakledilmektedir. Halk arasında evliya olarak tanınan Âişe el-Mennûbiyye yetmiş altı yaşlarında iken 16 Şevval 653 (18 Kasım 1255) veya 21 Receb 655’te (4 Ağustos 1257), rivayete göre, “Allah şüphesiz takvâ sahipleriyle ve iyilik yapanlarla beraberdir” (en-Nahl 16/128) âyetini okurken vefat etmiş ve Bâbülgürcânî’deki Makberetüşşeref Mezarlığı’na defnedilmiştir.

Hâtırasına aşırı derecede bağlı olanlardan biri, XX. yüzyıl başlarında, Mennûbiyye’nin mezarının kendisine mâlum olduğunu söyleyerek kabri üzerine ahşap bir türbe yaptırmış ve burası Tunuslu kadınların ziyaret yeri olmuştur. Seyyide Âişe’nin ailesinden ayrıldıktan sonra sığındığı ve ömrünü geçirdiği kervansarayın çevresine zamanla bir mescid, misafir odaları, birkaç ev ve dükkân inşa edilmiş ve burada küçük bir tekke meydana gelmiştir. Seyyide Âişe’nin doğduğu ev, Hüseynîler’den Muhammed es-Sâdık Bey devrinde (1859-1882) kutsal sayılan bir yer olmuş, zâviyesi, özel daireleri ve tarikat âyinlerinin topluca yapıldığı üstü kapalı bir avlu ile tam bir tekkeye dönüşmüştür. Adı geçen binalar bugün harabe halindedir.

Küçük yaşlarda Kur’ân-ı Kerîm’i ezberlediği, hayatı boyunca 1520 hatim yaptığı söylenen ve “Kalp iştirak etmedikçe yalnızca dille yapılan zikirde hayır yoktur” diyen Seyyide Âişe hakkında halk arasında dolaşan pek çok menkıbe vardır. Tunus’ta kızlara Seyyide ve Âişe, erkeklere de Mennûbî isminin yaygın olarak verilmesi, onun yaşayan şöhretinden kaynaklanmaktadır.

BİBLİYOGRAFYA:

Muhammed el-Bâcî el-Mes‘ûdî, el-Hulâsatü’n-nakıyye fî ümerâǿi İfrîkıyye, Tunus 1323/1905, s. 64; Kehhâle, AǾlâmü’n-nisâ, Beyrut 1404/1984, III, 183-184; H. H. Abdülvehhâb, eş-Şehîrâtü’t-Tûnisiyyât, Tunus 1353/1934, s. 74; a.mlf., “Mennûbiye”, İA, VII, 720-721; a.mlf., “ǾÂǿisha al-Mannūbiyya”, EI² (İng.), I, 308-309.

İrfan Gündüz