AHMED-i RÛMÎ

أحمد رومي

(ö. 750/1349 [?])

Hindistan’da Mevlevîliği yaymaya çalışan Anadolulu bir sûfî ve müellif.

Hayatı hakkında kendi eserlerinden çıkarılan bazı mâlumatın dışında bir şey bilinmemektedir. Bu yüzden o çok defa Osmanlı dönemi müelliflerinden Ahmed-i Rûmî-yi Akhisârî (ö. 1041/1631-32) ile karıştırılmış, hatta Deķāǿiķu’l-ĥaķāǿiķ, gibi bazı eserleri de Akhisârî’ye nisbet edilmiştir (bk. Osmanlı Müellifleri, I, 26). Halbuki bunların aynı şahıs olmalarına imkân yoktur. Zira, eserlerini 720 (1320) ve 727’de (1327) yazmış (bk. Alphons C. M. Hamer, Studia Iranica, III, 238) ve bu eserlerinden biri 924’te (1518) istinsah edilmiş bulunan Ahmed-i Rûmî’nin, 1041’de (1631-32) ölen Akhisârî olması düşünülemez. Kâtip Çelebi’ye dayanarak (bk. Keşfü’z-zunûn, II, 1362) onun 717’de (1317) ölen Ahmed b. Muhammed er-Rûmî el-Hanefî ile aynı kişi olduğu da ileri sürülmüştür. Ancak bu da gerçekle bağdaşmaz; zira elimizde Ahmed-i Rûmî’ye ait olan ve Ahmed b. Muhammed’in ölümünden on yıl sonra yazılmış bulunan bir eser vardır. Ahmed-i Rûmî’nin Sultan Veled’in torunu Muzafferüddin Ahmed Paşa (ö. 740/1340) olduğunu söyleyenler de olmuştur (bk. Massignon, s. 111). Bu da doğru değildir; çünkü kaynaklarda Ahmed Paşa’nın yazarlığı ile ilgili herhangi bir bilgi yoktur.

Ahmed-i Rûmî Deķāǿiķu’l-ĥaķāǿiķ, adlı eserini yazdığı sırada (720/1320) elli yaşında olduğuna göre (bk. Alphons C. M. Hamer, Studia Iranica, III, 234) 670 (1271-72) yılında doğmuş olmalıdır. Anadolu’nun neresinde doğduğu belli değildir. Hindistan’a ne zaman gittiği de bilinmemektedir. Ancak ed-Deķāǿiķ fi’ŧ-ŧarîķ, adlı eserinde (XXXVII. fasıl) deniz kenarında Alâna adlı bir şehirden söz etmektedir ki tavsifinden buranın Alanya olduğu anlaşılmaktadır. Alanya’dan deniz ve kara yolu ile Hindistan’da Ganj’ın doğusunda, Leknev ve Zaferâbâd civarındaki Avad’a (Oudh) gitti. Ümmü’l-kitâb adlı eserinde (XXXII. fasıl) bu şehri tasvir eder. Hindistan’da öylesine büyük bir ün sağladı ki hükümdar onu saraya davet ettiği halde o bu daveti kabul etmedi; kırk sekiz beyitlik bir kaside yazıp kendisini davet için gelenlerle hükümdara gönderdi. Bu arada Bengal’e gitti. Buradan arkadaşlarına yazdığı bir kasidede Bengal’deki emîr ve onun hizmetçilerinden memnun kalmadığını bildirmekte, devlet adamlarıyla âlimlerin kıskançlıklarından dert yanmaktadır. Ahmed-i Rûmî’nin ölüm tarihi belli olmamakla birlikte en geç 750 (1349) tarihlerine kadar yaşadığı tahmin edilmektedir.

Eserleri. 1. Deķāǿiķu’l-ĥaķāǿiķ. Farsça kadar Arapça’ya da vâkıf olduğu anlaşılan Ahmed-i Rûmî’nin Farsça eserlerinin başında Deķāǿiķu’l-ĥaķāǿiķ, adlı kitabı gelmektedir. Bu ad mevcut el yazmalarının çoğunda burada kaydedildiği gibi ise de bazılarında Haķāǿiķu’d-deķāǿiķ, ve Haķāǿiķ ve Deķāǿiķ, biçiminde geçmektedir. Ancak kitabın tertip ve muhtevasına bakıldığında bu son ad daha doğru gibi görünmektedir. Seksen fasıldan ibaret olan eserde her faslın başında yer alan âyet ve hadislerin “hakaik”, bunları açıklamak üzere anlatılan fıkralarla Mesnevî ve Dîvân-ı Kebîr’den alınmış parçaların da “dekaik” diye adlandırıldığı ve eserin adının buradan geldiği kabul edilebilir. Müellif eserin önsözünde, Allah’a hamd ve Peygamber’e salât ve selâmdan sonra Mevlânâ’nın soyunu baba tarafından Hz. Ebû Bekir’e, anne tarafından da ünlü sûfî İbrâhim Edhem’e bağlar. Etrafındakilerin kendileri için âhirette kurtulma vesilesi olur ümidiyle bir kitap yazmasını istediklerini anlatır. Eserde her fasıl bir âyet veya hadisle başlar. Mesnevî ve Dîvân-ı Kebîr’den parçalar nakledildikten sonra konu ile ilgili dinî ve ahlâkî nitelikte fıkralar anlatılır. Bazı yazarlarca (meselâ Fürûzanfer) Mesnevî’nin şerhi olarak tanıtılan bu eserin böyle bir niteliği yoktur. Kitabın Türkiye ve dünya kütüphanelerinde çok sayıda yazmaları vardır. Türkiye’deki başlıca yazmaları şunlardır: Millet Kütüphanesi, Ali Emîrî, Farsça Eserler, nr. 978; Süleymaniye Kütüphanesi, Hacı Mahmud Efendi, nr. 2248 (istinsahı 924); Şehid Ali Paşa, nr. 1349; İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, FY, nr. 942; Mevlânâ Müzesi, nr. 2102, 2103 (dünya kütüphanelerindeki diğer yazmaları için bk. Alphons C. M. Hamer, Studia Iranica, III, 248-249). 2. ed-Deķāǿiķ fi’ŧ-ŧarîķ. Bir tarikat âdâbı kitabı niteliğindedir. Mesnevî’nin etkisi ile konulara çok defa “bişnev” (dinle!) hitabı ile başlanır. Mesnevî vezninde (remel) yazılmış olan bu eser semâ için zaman, mekân ve ihvan*a ihtiyaç olduğunu bildirmekle beraber tarikat âdâbı ile ilgili olarak burada verilen bilgiler Türkiye’deki uygulamalardan farklıdır. Alphons C. M. Hamer ed-Deķāǿiķ fi’ŧ-ŧarîķ’ın Kahire’de Dârü’l-kütüb, nr. 59’da kayıtlı bir yazma nüshasını geniş olarak tanıtmıştır (bk. Studia Iranica, III, 233 vd.). 3. Ümmü’l-kitâb. Kırk bölümden oluşan bu eser bazı yazarlar (meselâ Blochet) tarafından bir “kırk hadis” kitabı olarak kabul edilmiş ve Deķāǿiķu’l-ĥaķāǿiķ’le birleştirilmek istenmiştir. Ancak bu iki eser arasında


birtakım benzerlikler bulunmakla birlikte aynı eser sayılmalarını imkânsız kılan pek çok fark vardır. Nitekim kırk fasıllık bu eserin baştan altı faslı Deķāǿiķu’l-ĥaķāǿiķ’te olduğunun aksine, âyet ve hadisler yerine sûfî imam ve şeyhlerin sözleriyle başlar. XVI. fasılda Kuran’ın mahlûk olup olmadığına dair (bk. HALKU’l-KUR’ÂN) Mu‘tezile ile Sünnîler’in karşıt görüşleri yer alır (eserin yazmaları için bk. Alexander von Kégl, ZDMG, LX [1906], 549-592, Suppl. Persan, nr. 115).

BİBLİYOGRAFYA:

Keşfü’z-zunûn, I, 66, 737, 856; II, 159, 1362; E. Blochet, Catalogue des manuscrits Persans de la Bibliothèque Nationale, Paris 1905, I, 96, nr. 143; Osmanlı Müellifleri, I, 26; Bedîüzzaman Firûzânfer, Şerh-i Mesnevî, Tahran 1346 hş., Önsöz; The Alphabetic Catalogue of MSS found by 1959-1963 Expedition in Gorno-Badakhshan Autonomous Region (nşr. B. G. Gafurov - A. M. Mirzoev), Moskow 1967, s. 94; Münzevî, Fihrist, I, 41; Abdülbâki Gölpınarlı, Mevlâna Müzesi Kataloğu, Ankara 1971, II, 53, 162; Nabibaxşa Qazi, “A rare manuscript of Daqâ’iq at-Tarîq-a Persian mathnawi by Ahmed-e Rûmî”, Proceedings of the 27 th International Congress of Orientalists, Ann Harbor 1967, Wiesbaden 1971, s. 279; J. E. Bregel, Persidskaya Literatura, Moskow 1973, s. 1334-1335; Alexander von Kégl, “Zu Blochet, Catalogue des manuscrits persans”, ZDMG, LX (1906), s. 549-592; a.mlf., Daqâ’iqu’l-Haqâ’iq”, a.e., s. 590 vd.; Louis Massignon, “La Légende de Hallacé Mansur en pays Turcs”, RÉI (1941-1946), s. 111; Alphons C. M. Hamer, “An Unknown Mavlawî-Poet: Ahmad-i Rûmî”, Studia Iranica, III, Leiden 1974, s. 229-249; a.mlf., “Ahmad-i Rumı”, EI² Suppl. (İng.), s. 49-50.

Tahsin Yazıcı