AHMED b. SİNÂN

أحمد بن سنان

Ebû Ca‘fer Ahmed b. Sinân b. Esed el-Kattân el-Vâsıtî (ö. 259/872-73)

Tanınmış hadis hâfızı.

Hayatı hakkında fazla bilgi yoktur. Vekî‘ b. Cerrâh, Abdurrahman b. Mehdî, Yahyâ b. Saîd el-Kattân ve İmam Şâfiî gibi devrinin şöhretli muhaddislerinden


hadis okudu. Kendisinden de İmam Buhârî, Müslim, Ebû Dâvûd, İbn Mâce, İbn Huzeyme gibi muhaddisler hadis rivayet etti. Oğlu Ca‘fer b. Ahmed de talebelerindendir. Yine onun talebelerinden olan Ebû Hâtim er-Râzî, “zamanın imamı” diye övdüğü hocasının sika* ve sadûk* bir muhaddis olduğunu söyler. Diğer talebeleri İmam Nesâî ile Dârekutnî de aynı görüşe katılırlar. Hâkim en-Nîsâbûrî, bir hocasından naklen, “Yaşadığı asırda Abdullah b. Mübârek ne ise kendi devrine göre Ahmed b. Sinân da odur” dendiğini anlatır. Rivayet ettiği hadislerden biri Buhârî’nin Sahîĥ’inde, diğerleri ise Müslim’in Sahîĥ’i ile Ebû Dâvûd ve İbn Mâce’nin sünenlerinde ve Nesâî’nin es-Sünenü’l-kübrâ’sında yer almıştır. Kaynaklarda onun, râvilere göre tertip edilmiş bir müsned*inden söz edilmekle beraber, bu eserin günümüze kadar gelip gelmediği henüz bilinmemektedir.

Ahmed b. Sinân’dan nakledilen sözlerden biri şudur: “Her bid‘atçı muhaddislere düşmandır, bid‘at illetine yakalanan kimsenin kalbinden hadis zevki çekip alınmıştır”. Kaynaklarda vefat tarihi için 250, 254, 256, 258 ve 259 yılları yer almaktadır. Zehebî (el-Ǿİber, I, 370), Safedî (el-Vâfî, VI, 407), İbn Kesîr (el-Bidâye, XI, 31) ve İbnü’l-İmâd (Şezerât, II, 137) 258 yılında vefat ettiğini söylemekte, İbn Hacer ise bu ihtilâfların istinsah hatasından meydana geldiğini, doğrusunun 259 yılı olduğunu belirtmektedir (bk. Tehzîbü’t-Tehzîb, I, 34).

BİBLİYOGRAFYA:

el-Cerh ve’t-taǾdîl, II, 53; Mizzî, Tehzîbü’l-Kemâl, Beyrut 1403-1405/1983-85, I, 322-323; Zehebî, Tezkiretü’l-huffâz, II, 521; a.mlf., AǾlâmü’n-nübelâǿ, XII, 244-246; a.mlf., el-İber, I, 370; Safedî, el-Vâfî, VI, 407; Sübkî, Tabakat, II, 5-6; İbn Kesîr, el-Bidâye, XI, 31; İbn Hacer, Tehzîbü’t-Tehzîb, I, 34-35; Hazrecî, Hulâsatü Tezhîb, s. 6-7; İbnü’l-İmâd, Şezerât, II, 137.

M. Yaşar Kandemir