AHKÂMÜ’l-KUR’ÂN

أحكام القرآن

Ebû Bekir İbnü’l-Arabî’nin (ö. 543/1148) ahkâm âyetlerinin tefsirine dair eseri.

İbnü’l-Arabî’nin en önemli eserlerinden biridir. Müellif, Kur’ân-ı Kerîm’in tertibine uygun olarak, içinde ahkâm âyeti bulunan 108 sûreyi ele almakta ve bu sûrelerdeki 852 ahkâm âyetini teker teker açıklamaktadır. Ahkâm âyeti ihtiva etmeyen Kamer, Hâkka, Tekvîr, İnfitâr, Hümeze ve Kâfirûn sûreleri eserde yer almaz. İbnü’l-Arabî her sûrenin tefsirine o sûredeki ahkâm âyetlerinin sayısını zikrederek başlamakta, her âyetin başında da o âyette kaç mesele olduğunu ayrıca belirtmektedir.

Müellif âyetlerden hüküm çıkarırken lugata, sünnete ve sahâbenin tatbikatına dayanmaktadır. Sünnete başvururken cerh ve ta‘dîl* noktasından rivayetleri dikkatle değerlendirir, zayıf hadisleri kullanmamaya itina eder. Muteber bir hadis bulamadığı durumlarda ise sahâbenin tatbikatını esas alır. Bu yönüyle o, İmam Mâlik’in “amel-i ehl-i Medîne”yi kabuldeki usulünü takip etmektedir. Ayrıca İsrâiliyat’tan da dikkatle kaçınmıştır.

Eserde âyetlerin açıklanması sırasında zaman zaman diğer âyetlerden deliller getirilmiş ve aralarındaki münasebetlere işaret edilmiştir. İbnü’l-Arabî, âyetleri tefsir ederken diğer mezheplerin görüşlerine de yer verir. Mensup olduğu Mâlikî mezhebiyle diğer mezhepler arasında mukayeseler yapar, kendi mezhebinin görüşlerini kuvvetli bir mantık ve mâkul delillerle savunur. Bazı konularda mezhep tarafgirliği ağır basmakla birlikte, genellikle diğer mezheplerin görüşlerini objektif olarak değerlendirdiği görülmektedir. Bu yönüyle Mâlikîler arasında büyük bir itibara sahip olduğu gibi, diğer mezhep âlimleri tarafından da kabul görmüş ve eseri tefsir ve fıkıhta muteber bir kaynak sayılmıştır. Bu eserin Mâlikîler nezdindeki itibarı o dereceye ulaşmıştır ki meselâ yine bir Mâlikî âlim olan Kurtubî (ö. 671/1272), el-Câmi li-ahkâmi’l-Kur’ân adlı eserinin hemen her sayfasında Ahkâmü’l-Kur’ân’dan nakiller yapmıştır denebilir.

Ahkâmü’l-Kur’ân’ın çeşitli kütüphanelerde yazma nüshaları vardır (bk. Brockelmann, GAL, I, 525; Suppl., I, 732; Karatay, Topkapı-Arapça Yazmalar, I, 478). Eser ilk defa Fas Sultanı Muhammed Refî‘ Abdülhafîz tarafından bastırılmıştır (Kahire 1331, I-II). Ancak bu baskıda âyetler harekesiz ve numarasız olduğu gibi eserin fihristi de yoktur; ayrıca birtakım baskı hatalarına rastlanmaktadır. Daha sonra eserin tenkitli neşrini Ali Muhammed el-Bicâvî gerçekleştirmiş (Kahire 1377-1378/1957-1958, I-IV) ve yine onun tarafından gözden geçirilerek tekrar basılmıştır (Kahire 1387/1967, 1392/1972). Bicâvî âyetleri numaralamış, garîb* kelimelerin mânasını açıklamış, hadisleri tahrîc* ederek şiirlerin kaynaklarını göstermiştir. Eserin metnini, ondan iktibasta bulunan diğer tefsir kitaplarıyla ve özellikle Kurtubî’nin tefsiriyle de karşılaştıran Bicâvî, her cildin sonuna sûre ve âyetlerin fihristini koymuş, ayrıca dördüncü cilde, âyetleri ve konuları içine alan geniş bir fihrist ile hükümlerin bulunduğu yerleri gösteren alfabetik tahlilî bir fihrist de eklemiştir.

BİBLİYOGRAFYA:

Keşfü’z-zunûn, I, 20; Brockelmann, GAL, I, 525; Suppl., I, 732; Ö. Nasuhi Bilmen, Büyük Tefsir Tarihi, Ankara 1960, II, 296-297; Hüseyin ez-Zehebî, et-Tefsîr ve’l-müfessirûn, Kahire 1381/1961-62, III, 114-122; Karatay, Topkapı-Arapça Yazmalar, I, 478; Ammâr Tâlibî, Ârâü Ebî Bekr b. el-Arabî el-Kelâmiyye, Cezayir, ts. (eş-Şirketü’l-Vataniyye), I, 66-67; Ali Şevâh İshak, Mu‘cemü musannefâti’l-Kur’âni’l-Kerîm, Riyad 1403-1404/1983-84, I, 100; Abdurrahman Utbe, Maa’l-Mektebeti’l-Arabiyye, Beyrut 1404/1984, s. 375-377.

Osman Eskicioğlu