AHÎ BABA

Ahîlik teşkilâtının bir şehirdeki en büyük reisi.

Bir şehirde ne kadar esnaf teşekkülü varsa her birinin ayrı reisleri olup en büyüğüne ahî baba denirdi. Ahî babaların tayini belli usuller çerçevesinde


yapılırdı. Ahî baba ölünce yerine bu hizmeti yürütebilecek bir oğlu varsa o getirilir, yoksa esnafın oy birliğiyle kendi aralarından dindar, dürüst, tecrübeli, işinin erbabı bir kimse seçilir ve esnaf tarafından gösterilen bu aday, kadının arzı üzerine padişahın beratıyla tasdik edilirdi (bk. Adana Şer‘iyye Sicilleri, nr. 43, s. 13). Ahî baba son dönemlere kadar, Kırşehir’deki Ahî Evran Tekkesi’nde postnişin bulunanlara bağlı idi. Nitekim 1279 (1862) tarihli bir fermanda ahî babaların icâzet ve inâbelerinin Kırşehir’deki Ahî Evran Tekkesi şeyhlerince verildiği belirtilmektedir (Adana Şer‘iyye Sicilleri, nr. 76, s. 346).

Ahî babalar, reisleri bulundukları bütün esnaf teşekküllerinin sistemli şekilde çalışmasını temin etmek, şikâyetleri devlete iletmek ve mesleğe yeni girenlere “şed bağlatmak” gibi yetkilere sahipti. Osmanlı ülkesindeki bütün müslüman sanatkârlar, ahî babalardan ve onların yetki verdiği kişilerden aldıkları izin belgesiyle iş görür, sanat icra eder ve satış yapabilirlerdi. Ayrıca ahî babalar, emirlerindeki idareciler vasıtasıyla esnaflığa aykırı hareketlerde bulunanları kontrol eder ve cezalandırırlardı (ayrıca bk. AHÎLİK).

BİBLİYOGRAFYA:

Adana Şer‘iyye Sicilleri, nr. 43, s. 13; nr. 76, s. 346; Neşet Çağatay, Bir Türk Kurumu Olan Ahîlik, Ankara 1974, s. 125; Ziya Kazıcı, “Osmanlı İhtisab Kanunnâmeleri ve Ahîlik”, Türk Kültürü ve Ahîlik Sempozyumu, İstanbul 1986, s. 104; Yusuf Halaçoğlu, “Ahîlik ve Adana Esnaf Teşkilâtı”, a.e., s. 198-199; Feridun Emecen, “XVI. Asırda Manisa Esnâfına Dâir Bâzı Mülâhazalar”, a.e., s. 210; Fr. Taeschner, “Akhı Baba”, EI² (İng.), I, 323-324.

Ziya Kazıcı