AGRA

آگره

Hindistan’ın Utar-Pradeş eyaletinde bir şehir ve aynı adı taşıyan bölgenin merkezi.

Yamuna nehrinin iki kıyısında kurulan şehir, Delhi’nin güneyindedir. XVI-XVII. yüzyıllarda Moğol İmparatorluğu’nun başşehri olan Agra, bugün sadece Moğol sanatının şaheserlerini barındırması sebebiyle tanınmaktadır. Müslümanların da yaşadığı Agra’nın nüfusu 747.318 (1981), aynı adı taşıyan bölgenin nüfusu ise üç milyon civarındadır. Bölgenin yüzölçümü 4816 km2’dir.

Agra’nın bulunduğu bölge, Sûrisana Devleti’nin bir kısmını teşkil ediyordu. İranlı şair Mes‘ûd b. Sa‘d’a (ö. 1131) göre Agra, Gazneli İbrâhim zamanında (1059-1099), Hint Valisi Mahmud Şah tarafından 1081’de Çavhanlar’dan alındı. Bu dönemde Agra’nın tuğladan yapılmış müstahkem bir kalesi bulunuyordu. Delhi Sultanı Alâeddin Şah zamanında Biyana eyaletine bağlandı. Stratejik önemi olan Agra, İskender-i Lûdî tarafından yeniden inşa edilerek (1495) hükümet merkezi oldu. Bugün kenar mahallelerinden biri hâlâ İskender adını taşımaktadır. Onun idaresi zamanında Agra’nın önemi giderek arttı; İslâm dünyasından birçok âlim, şair, hukukçu, sûfî ve sanatkâr gelerek buraya yerleşti. Böylece Agra kısa zamanda kültürel faaliyetlerin merkezi haline geldi. Son Lûdî Hükümdarı Sultan İbrâhim (1517-1526), Moğollar’la yaptığı savaşta mağlûp olunca şehir Bâbür’ün eline geçti (1526). Bâbür zamanında da başşehir olan ve çok gelişen Agra, Ekber Şah’ın (1556-1605) saltanatı sırasında Yamuna nehrinin her iki tarafına doğru genişlemeye devam etti. Cihangir (1605-1627) ve Şah Cihan (1628-1658) dönemlerinde de önemini sürdürdü. Böylece, Moğollar devrinde idarî ve askerî bir merkez oldu. XVIII. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Cat ve Merâthâlar idaresinde kalan şehir, 1803’te İngiltere’nin hâkimiyetine girdi. İngilizler’e karşı verilen istiklâl mücadelelerinde önemli rol oynayan Agra, Hindistan tarihinin çeşitli dönemlerinde siyasî önemini korudu.

Agra şehri, eski bir yerleşim noktasından başlayarak asırlar boyunca gelişigüzel ve tedricî olarak büyüdü. Bütün ana yollarının Yamuna nehrine ulaşması dışında şehir tamamen plansızdı. Evler, Yamuna nehrinin iki kıyısında yer aldığı halde asıl şehir nehrin batı kıyısında gelişti. Agra şehri, Ekber Şah zamanında en önde gelen ticaret, kültür, eğitim ve sanat merkezi idi. XVI. asrın sonlarında Agra’yı ziyaret eden Monserrate (1580) ve Ralph Fitch (1585) gibi seyyahlar, burayı kalabalık nüfuslu, muhteşem bir şehir olarak tasvir ederler. İlk Moğol hükümetleri sırasında milletlerarası öneme sahip olan şehir, bugün de bir kültür, ticaret ve sanayi merkezidir. Şehirde 1927’de kurulan Agra Üniversitesi ve ona bağlı altı fakülte bulunmaktadır.

Agra’da Moğol dönemine ait dünyaca tanınmış sanat eserlerinin en muhteşem örnekleri bulunmaktadır. Bâbür’ün türbesi, Ekber Şah’ın Yamuna nehrinin sağ kıyısında inşa ettirdiği kale, Cihanârâ Begüm Camii ve Mescidi, Ekber Şah, Mirza Gıyâs Bey, Nurcihan Hatun türbeleri ile Tac Mahal* bunlar arasında sayılabilir. Agra’nın en meşhur sanat eseri olan Tac Mahal’i Şah Cihan, daha çok Mümtaz Mahal olarak tanınan karısı Ercümend Bânû Begüm için 1646-1653 yılları arasında yaptırmıştır. Tac Mahal Türbesi,


Osmanlı mimarı Muhammed Îsâ tarafından inşa edilmiştir. Ayrıca resmî toplantı salonları olarak bilinen Dîvân-ı Âm ve Dîvân-ı Hâs, şehrin önemli sanat eserleri arasında yer alır.

BİBLİYOGRAFYA:

Babur, Vekayi (trc. ve nşr. Reşit Rahmeti Arat), Ankara 1946, II, 303-305, 330-333, 335, 398, 403-405, ayrıca bk. İndeks; Y. Hikmet Bayur, Hindistan Tarihi, II, III, bk. İndeks; J. B. Tavernier, Travels in India, Lahore 1976, I, 104, 112; Stanley Wolpert, A New History of India, New York 1982, s. 140, 150; P. V. Begde, Forts and Palaces of India, New Delhi 1982, s. 136-145; M. P. Singh, Town, Market, Mint and Port in the Mughal Empire 1556-1707, New Delhi 1985, bk. İndeks; S. Israel - B. Grewal, India, Germany 1985, s. 107-110; R. Nath, History of Mughal Architecture, New Delhi 1985, I, 90-94, 109-119; II, 102-139; I. P. Gupta, Urban Glimpses of Mughal India, Agra the Imperial Capital, Delhi 1986; S. A. A. Rizvi, The Wonder that was India, London 1987, II, 93, 95, 105, 120, 129-131, 191, 219; Bianca Maria Alfieri, “Delhi, Agra Lahore: le capitali dell’India moghul”, Islam Storia e Civitta, XX/3, Roma 1987, s. 163-183; “Agra”, İA, I, 151-152; Nurul Hasan, “Agra”, EI² (İng.), I, 252-254; a.mlf. - Seyyid Ali Abbas, “Agra”, UDMİ, I, 189-194; G. Hambly, “Agra”, EIr., I, 611-612.

İdris Bostan