ADAKALE

Romanya ve Yugoslavya tarafından 1972 yılında Tuna nehri üzerinde ortaklaşa yaptırılan barajın suları altında kalan tarihî bir ada.

Tuna nehrinin Transilvanya Alpleri ile Balkan dağları arasında açtığı Demirkapı Geçidi’nin 4 km. yukarısında bulunan Adakale, 160.000 m2’lik bir alana sahipti. XV. yüzyılda Tuna boylarına gelen Osmanlılar, buradaki önemli mevkileri ele geçirmişlerse de adanın hâkimiyet altına alınması 1691’de gerçekleşti. Osmanlılar burada bulunan kaleyi yeniden inşa ederek Demirkapı boğazından geçişi kontrolleri altına aldılar. Bir süre sonra Avusturya’nın hâkimiyeti altına giren ada, Serdârıekrem Yeğen Mehmed Paşa tarafından Ağustos 1738’de tekrar Osmanlı topraklarına katılarak Vidin sancağına bağlı bir muhafızlık haline getirildi.

Osmanlılar’ın Avrupa’da ve Tuna nehri kıyılarında kalabilmelerini sağlayan savunma noktalarından biri olan Adakale, Habsburg hânedanı ile olan


mücadelelerde ileri karakol vazifesi görmüştür. XIX. yüzyıl başlarında meydana gelen Sırp isyanları sırasında itaatsizlik eden kale muhafızı Receb Ağa’nın idamından sonra kardeşleri Osmanlı Devleti’ne baş kaldırmışlarsa da, daha sonra isyanı bastırmaya memur edilen Tepedelenli Ali Paşa’nın oğlu Veliyyüddin Paşa’dan eman dilemişlerdir. 1830’da Sırbistan’a muhtariyet verilmesi ve 1867’de Osmanlı askerinin diğer Sırp kalelerinden çekilmesine rağmen Adakale’de Osmanlı hâkimiyeti devam etmiştir.1878 Berlin Antlaşması’nda Adakale’den hiç bahsedilmemiş olması, buranın Osmanlı idaresine bağlı kalmasını sağlamıştır. Tuna nehrinin Demirkapı mevkiindeki ıslah çalışmaları sırasında Avusturya - Macaristan İmparatorluğu adaya el koymak istemiş, ancak Osmanlı Devleti hükümranlık hakkını korumakta ısrar ederek buraya bir nahiye müdürü ve bir hâkim göndermiştir. Bununla beraber Avusturya hükümeti zaman zaman adayı işgal teşebbüslerinden geri durmamıştır. II. Meşrutiyet’in ilânından sonra İstanbul’a temsilciler gönderen Adakaleliler böylece Meclis-i Meb‘ûsan’da temsil edilmişlerdir. Türkiye, Trianon Antlaşması ile (4 Haziran 1920) Adakale’nin Romanya’ya geçmiş görünmesini kabul etmemiş, adanın Romanya’ya bağlılığı ancak Lozan Antlaşması’yla (1923) kesinleşmiştir.

1960’lı yıllarda Adakale’de 750’ye yakın Türk yaşamaktaydı. Bunlar daha çok tütün ziraatı, kayıkçılık ve ticaretle geçinmekteydiler. Adada, taş ve tuğla ile inşa edilmiş bir kale, III. Selim devrinde yapılan bir cami ve Türkistanlı Derviş Miskin Baba’ya ait bir tekke bulunmaktaydı. Tanınmış Macar Türkoloğu Ignacz Kunos, Adakale türkülerinden yüz kadarını Adakalehi Népdalok (Adakale halk türküleri) adlı bir kitapta toplamıştır (Budapeşte 1906).

BİBLİYOGRAFYA:

Ali Ahmed, Insula Adakaleh, Turnu-Severin 1938; Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, IV/1, s. 281-283, 530, 555-556; E. Hakkı Ayverdi v.dğr., Avrupa’da Osmanlı Mimârî Eserleri: Romanya-Macaristan, İstanbul, ts. (İstanbul Fetih Cemiyeti Neşriyatı), s. 6-8; Mehmet Önder, “Romanya’da Sulara Gömülecek Olan Bir Türk Kasabası: Adakale”, TK, V/54 (1967), s. 427-433; Val Cordun, “Les saints thaumaturges d’Ada Kaleh”, Turcica, III, Paris 1971, s. 100-116; A. Z. Hertz, “Adakale; The Key to the Danube (1688-1690)”, Art. Ott., III (1971), s. 170-184; a.mlf., “Armament and Supply Inventory of Ottoman Adakale, 1753”, a.e., IV (1972), s. 95-171; a.mlf., “The Ottoman Conquest of Ada Kale, 1738”, a.e., VI (1980), s. 151-210; Besim Darkot, “Adakale”, İA, I, 124; Aurel Decei, “Ada Kale”, EI² (İng.), I, 174-175.

Coşkun Alptekin