ÂBIK

الآبق

Haklı bir sebebe dayanmadan efendisinden kaçan köle hakkında kullanılan fıkıh terimi.

Âbık kelimesi, Arapça’da “kaçmak” anlamına gelen ebk (أبق) kökünden türetilmiş bir sıfat olup abd-i âbık (kaçak köle) terkibinde kullanılmıştır.


İslâm öncesi hukuk sistemlerinde çok geniş bir yer tutan kölelik müessesesinde âbık ile ilgili hükümler de görülmektedir. Meselâ eski Bâbil hukukunda sahibinden kaçan kölelerle ilgili bazı hükümler vardır. Kölelik müessesesini önceki hukuk sistemleriyle kıyaslanamayacak kadar insanîleştirmiş olan İslâm hukuku, efendi ile kölesi arasındaki münasebetleri düzenleyen birçok hükümler getirmiştir. Fıkıh kitaplarında kölelerle ilgili değişik bölümler yanında kaçak kölelerle ilgili hükümler, genellikle “Kitâbü’l-İbâk” başlığı altında müstakil bir bölümde ele alınmıştır.

Kaçak bir köleyi yakalayan kimse onu götürüp sahibine veya kadıya teslim etmekte, yahut sahibi gelip alıncaya kadar kendi yanında alıkoymakta serbesttir. Bazı fakihler, kaçak köleyi saklamanın güç olduğunu düşünerek onun mutlaka kadıya teslim edilmesi gerektiğini ileri sürmüşlerdir. Kadı, kaçak olduğu ispat edilen köleyi ta‘zir* ile cezalandırarak hapseder. Bir kimsenin kaçak kölenin kendisine ait olduğunu ispat etmesi veya bizzat kölenin bunu itiraf etmesi halinde köle ona teslim edilir. Bu arada kölenin nafakası için yapılmış masraflar sahibinden alınır. Kaçak köleyi yakalayan kimse, hizmetine karşılık cu‘l denen bir ücrete hak kazanır ki bu ücreti almadıkça isterse köleyi sahibine teslim etmeyebilir.

BİBLİYOGRAFYA:

Serahsî, el-Mebsût, Kahire 1324-31, XI, 19, 29; Mergınânî, el-Hidâye, İstanbul 1920, II, 179; Kâsânî, Bedâiu’s-sanâig, Kahire 1327-28/1910, VI, 203-205; Mevsılî, el-İhtiyâr, Kahire 1951, III, 35; Mahmud Esad, Târîh-i İlm-i Hukuk, İstanbul 1331, s. 87; Ö. Nasuhi Bilmen, Hukuk-ı İslâmiyye Kamusu, İstanbul 1985, IV, 57-62; R. Brunschvig, “Abd”, EI² (İng.), I, 26.

Abdülkadir Şener