ABDULLAH LEBÎBÂ

Taylesânîzâde Hâfız Elhâc Abdullah Efendi

XVIII. yüzyılın ikinci yarısında yaşamış Osmanlı tarihçisi ve kadısı.

Doğum ve ölüm tarihleri kesin olarak tesbit edilememektedir. İstanbul’da doğdu. Babasının adı Şeyh Taylesânî Mustafa’dır. İlmiye mesleğine intisap


etti ve öğrenimini tamamladıktan sonra 1768 Martında İstanbul’da Şeyh Necib Medresesi’ne müderris oldu. Daha sonra kadılık mesleğine geçti; 1773 Nisanında Tepedelen, ardından Gölhisar ve Hurpişte kadılıklarına tayin edildi. Bu son vazifesindeki kadılık müddetini tamamladıktan sonra uzunca bir süre başka bir kadılığa tayinini bekledi; bu arada Şeyhülislâm Mehmed Esad Efendi’nin konağında imamlık yaptı. Nihayet 1777’de Prizren, 1786’da Balçık kadısı oldu ve 1790’a kadar burada görev yaptı. Mehmed Esad Efendi ve ailesinin himayesinde olduğu anlaşılan Abdullah Efendi’nin okçulukta da mâhir olduğu ve hatta “kemankeş” lakabını almaya hak kazandığı anlaşılmaktadır. Muhtemelen 1790’dan sonra fazla yaşamamıştır.

Abdullah Efendi’nin eseri Târîh-i Lebîbâ, 25 Receb 1198-5 Rebîülevvel 1204 (14 Haziran 1784-23 Kasım 1789) tarihleri arasındaki vaka‘aları ihtiva etmektedir; ancak sonu tamamlanmamış bir halde birden kesilmektedir. Eser, rûznâme* tarzında kaleme alınmış olup vak’alar âdeta günü gününe kaydedilmiştir. Genellikle duyduğu veya gördüğü olayları, özellikle de İstanbul vakayiini kaleme alan Abdullah Efendi, eserinde mensubu bulunduğu ilmiye sınıfı ve medrese ile ilgili hadiseleri, tayin ve azilleri titizlikle kaydedip nakletmeye çalışmıştır. Sade bir dille yazılmış olan eserde yer yer cümle düşüklüklerine ve bozuk ifadelere rastlanması, Abdullah Efendi’nin edebî kudretinin zayıf olduğunu düşündürmektedir. Bununla birlikte eser, muhtevası bakımından araştırıcılar için önemli bir kaynak olma özelliğine sahiptir. Eserin şimdilik bilinen tek nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunmaktadır (Esad Efendi, nr. 2158).

Abdullah Efendi’nin ayrıca, Halil Hasib Efendi’nin okçuluğa dair Tuhfetü’l-Hasîb adlı eserini istinsah ederek 5 Muharrem 1177’de (16 Temmuz 1763) tamamladığı ve bazı yerlerine menzil*leri ikmal eden notlar eklediği bilinmektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

ŞS, RKRD, nr. 33, 84, 107, 122, 129, 132, 133, 151, 155, 156, 159; M. Götz, Türkische Handschriften, Wiesbaden 1979, IV, 308-309; Feridun M. Emecen, “Târîh-i Lebîbâ’ya Dâir”, Tarih Dergisi, sy. 33, İstanbul 1982, s. 237-254.

Feridun Emecen