ABDULLAH el-HARRÂZ

عبد الله الخراز

Ebû Muhammed Abdullah b. Muhammed el-Harrâz er-Râzî (ö. 310/922)

İlk devir sûfîlerinden.

Rey’de doğdu. Tahsil için Bağdat’a gitti. Cüneyd-i Bağdâdî’nin kendisiyle, Bâyezîd-i Bistâmî’nin de müridleriyle görüştü. Bir süre Mekke’de kaldı. Muzaffer el-Kırmîsînî, Ebü’l-Abbas ed-Dîneverî ve Ebû Abdullah Muhammed el-Mukrî’nin şeyhi olan Abdullah, fütüvvet* fikrine bağlı ilk sûfîlerden kabul edilir. İsminin sonundaki el-Harrâz (ayakkabıcı) lakabı, elinin emeğiyle geçindiğini göstermektedir. Nisbe ve adlarındaki benzerlik dolayısıyla ekseriya Abdullah er-Râzî (ö. 353/964) ile karıştırılmıştır.

Abdullah el-Harrâz, uzlet* fikrini bedenî uzletten farklı olarak anlar ve dünyaya karşı bedenen olduğu kadar fikren ve kalben de uzlet içinde bulunmak gerektiğini savunur. Gerçekte samimi dindarlığın, dünyevî ve uhrevî hiçbir menfaat gözetmeksizin bütün benliğiyle kendini Allah’a vermek olduğuna inanır. Bu sebeple, cennetin nimetlerini düşünerek ibadet ve taata yönelenlerle Allah sevgisi ile kulluğa koşanları bir saymaz. Beşerî hallerin bile ibadet şuuru içinde olması gerektiğini söyler. Harrâz’a göre insan, Allah’ı tanıma, O’na yaklaşma ve O’na niyazda bulunma kabiliyetine sahip olmakla birlikte, bir kul olarak üzerine düşen şükür borcunu bütünüyle yerine getirmekten âcizdir. Çünkü Allah’ın sonsuz olması O’na sonsuzluğa kadar şükretmeyi gerektirir.

Hadis kaynaklarının bildirdiğine göre Abdullah el-Harrâz güvenilir bir râvidir. Hadislerini Mâlik b. Enes’ten ve onun derecesindeki kişilerden rivayet etmiştir. Ebû Zür‘a, Ahmed b. Hanbel ve oğlu ile Begavî ve Müslim gibi muhaddisler ondan hadis rivayet etmişlerdir.


BİBLİYOGRAFYA:

İbn Ebû Hâtim, el-Cerh ve’t-ta‘dîl, Haydarâbâd 1371-73/1952-53, V, 131; Sülemî, Tabakatü’s-sûfiyye (nşr. Nûreddin Şerîbe), Kahire 1389/1969, s. 288-290; Hatîb, Târîhu Bagdâd, Kahire 1349/1931 → Beyrut, ts. (Dârü’l-Fikr), X, 34-36; Kuşeyrî, er-Risâle, Kahire 1972-74 (nşr. Abdülhalîm Mahmûd#Mahmûd b. Şerîf), I, 171; İbn Mâkûlâ, el-İkmâl (nşr. Abdurrahman b. Yahyâ el-Yemânî v.dğr.), Haydarâbâd 1381-86/1962-67, II, 186; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâ, XVI, 427-428; İbn Hacer, Tehzîbü’t-Tehzîb, V, 349-350; Lamiî Çelebi, Nefehât Tercümesi, İstanbul 1289, s. 208; Şa‘rânî, et-Tabakatü’l-kübrâ, Kahire 1373/1954, I, 98; Münâvî, el-Kevâkibü’d-dürriyye (nşr. Mahmûd Hasan Rebî‘), Kahire 1357/1938, I, 255.

Mustafa Bilgin