ABDULLAH b. HÂRİS el-HÂŞİMÎ

عبد الله بن الحارث الهاشمي

Ebû Muhammed Abdullah b. el-Hâris b. Nevfel el-Kureşî el-Hâşimî (ö. 84/703)

Muhaddis tâbiî.

Dedesi Nevfel, Hz. Peygamber’in amcası Hâris’in oğludur. Babası ve dedesi sahâbî olan Abdullah, Peygamber’in vefatından iki yıl önce doğmuştur. Annesi Hind, Ebû Süfyân’ın kızı ve Peygamber’in baldızıdır. Doğumunun ilk günlerinde teyzesi Ümmü Habîbe’nin evine götürülen Abdullah’ı Hz. Peygamber bu evde gördü ve ağzına ilk lokmayı vererek (tahnîk*) hayır duada bulundu. Küçüklüğünde Abdullah’ı severken annesinin söylediği bebbe (tombul çocuk) kelimesi, zamanla onun lakabı haline gelmiştir. Babası Hâris’in Basra’ya yerleşmesi sebebiyle Basralılar tarafından iyi tanınan, sevilip takdir edilen Abdullah’ı, Yezîd b. Muâviye’nin ölümü üzerine Basra halkı vali seçerek Abdullah b. Zübeyr adına kendisine biat etti (684). Fakat İbn Zübeyr daha sonra onu bu görevden aldı. Haccâc’a karşı savaşan İbnü’l-Eş‘as yenilince Abdullah b. Hâris Basra’dan kaçarak Uman’a gitti ve seksen yaşlarında iken orada öldü. İbn Hibbân, onun sam yeli vurması sonucu 698’de ölerek Ebvâ’ya gömüldüğünü söylüyorsa da bu şekilde ölen kendisi değil, oğlu Abdullah’tır.

Rivayetleri Kütüb-i Sitte’de yer alan ve Yahyâ b. Maîn, Ali b. Medînî, Nesâî tarafından sika* kabul edilen Abdullah, Hz. Ömer, Osman, Ali, Abbas b. Abdülmuttalib, Übey b. Kâ‘b gibi sahâbîlerden çok sayıda hadis rivayet etmiştir. Doğrudan Hz. Peygamber’den olan rivayetleri ise mürsel*dir. Kendisinden de oğulları İshak, Abdullah ve Ubeydullah ile İbn Şihâb ez-Zührî, Ebû İshak es-Sebîî ve Ömer b. Abdülazîz rivayette bulunmuşlardır.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Sa‘d, et-Tabakatü’l-kübrâ (nşr. İhsan Abbas), Beyrut 1388/1968, V, 24-26; VII, 100; Halîfe b. Hayyât, et-Tabakat (nşr. Süheyl Zekkâr), Dımaşk 1966-67, I, 451, 481; II, 581, 599; Buhârî, et-Târîhu’l-kebîr (nşr. Abdurrahman b. Yahyâ el-Yemânî v.dğr.), Haydarâbâd 1360-80/1941-60 → Diyarbakır, ts. (el-Mektebetü’l-İslâmiyye), V, 63-64; İbn Ebû Hâtim, el-Cerh ve’t-ta‘dîl, Haydarâbâd 1371-73/1952-53 → Beyrut, ts. (Dârü’l-Kütübi’l-ilmiyye), V, 30-31; İbn Hibbân, Meşâhîru ulemâi’l-emsâr (nşr. M. Fleischhammer), Wiesbaden 1959 → Beyrut, ts. (Dârü’l-Kütübi’l-ilmiyye), s. 70; İbn Abdülber, el-İstî‘âb (el-İsâbe içinde), Kahire 1328, II, 281-282; Hatîb, Târîhu Bagdâd, Kahire 1349/1931 → Medine, ts. (el-Mektebetü’s-Selefiyye), I, 211-212; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-gabe (nşr. Muhammed İbrâhim el-Bennâ v.dğr.), Kahire 1390-93/1970-73, III, 207-208; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâ, I, 200-201; Fâsî, el-İkdü’s-semîn (nşr. Fuâd Seyyid), Kahire 1378-88/1958-69, V, 128-129; İbn Hacer, el-İsâbe, Kahire 1328, III, 58; a.mlf., Tehzîbü’t-Tehzîb, V, 180-181.

M. Yaşar Kandemir